Av. Bilgin Yeşilboğaz: “Denizle bütünleşmek yalnızca bir vizyon değil, anayasal bir sorumluluktur”
Ali Gültekin | GHA – Mersin
Mersin Kent Konseyi öncülüğünde ve Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin destekleriyle düzenlenen “Denizle Bütünleşen Kent: Mersin’de Vizyonel Bir Dönüşüm, Kent ve Deniz” konferansına Mersin Barosu Başkanı Av. Bilgin Yeşilboğaz da katıldı. Denizcilik, çevre, turizm, sürdürülebilir kalkınma, sualtı arkeolojisi ve lojistik gibi birçok başlıkta uzman görüşlerinin paylaşıldığı konferansta, Yeşilboğaz’ın hukuk perspektifinden yaptığı değerlendirmeler dikkat çekti.
“Denizle kurduğumuz ilişkiyi salt ekonomik değil, hukuki ve etik temellere oturtmalıyız”
Açılış oturumunun ardından söz alan Mersin Barosu Başkanı Av. Bilgin Yeşilboğaz, Mersin’in denizle bütünleşen kent vizyonuna hukuki bir çerçeveden yaklaşılması gerektiğini vurguladı. “Deniz, yalnızca bir doğal kaynak değil; aynı zamanda bir yaşam alanıdır. Bu alanın korunması, kentlerin gelişiminde temel belirleyicilerden biri olmalıdır. Bu sebeple çevre hakkını, doğrudan insan hakkı olarak görmeli ve anayasal bir sorumluluk olarak ele almalıyız” dedi.
“Seyhan Nehri’nden gelen kirlilik karşısında çok paydaşlı mücadele şart”
Mersin kıyılarını etkileyen çevresel tehditler arasında en önemlisinin Seyhan Nehri aracılığıyla taşınan sanayi atıkları olduğuna dikkat çeken Yeşilboğaz, merkezi idarenin ve ilgili tüm kurumların bu konuda eşgüdüm içinde çalışması gerektiğini belirtti:
“Çevre hukuku yalnızca belediyelere yüklenmiş bir sorumluluk değildir. Nehirler arası kirlilik transferi gibi karmaşık sorunlarda çok paydaşlı mücadele gereklidir. Yargı mekanizmalarının da sürece entegre edilmesi, bu mücadelenin gücünü artıracaktır.”
“Çevreyi korumak bir seçenek değil, bir ödevdir”
Yeşilboğaz, çevre suçlarının ‘görünmeyen suçlar’ olduğuna dikkat çekerek, kamuoyunda çevre bilincinin oluşması için hukukçulara büyük görev düştüğünü ifade etti:
“Çoğu zaman etkisi uzun vadede hissedilen çevre ihlalleri, ne yazık ki toplumda yeterince fark edilmiyor. Bu nedenle hem idari yaptırımların caydırıcılığı artırılmalı, hem de toplumsal bilinç yükseltilmelidir. Mersin Barosu olarak bu konuda her türlü hukuki girişime destek vermeye hazırız.”
“Deniz kentlerinde avukatlara da görev düşüyor”
Avukatların çevre konusunda yalnızca dava süreçlerinde değil, aynı zamanda kamuoyu oluşturma ve farkındalık geliştirme aşamasında da aktif roller üstlenmesi gerektiğini söyleyen Yeşilboğaz, genç hukukçulara seslenerek şöyle dedi:
“Denizle bütünleşen kent anlayışı, sadece mühendislerin, mimarların ya da belediyecilerin değil; biz hukukçuların da alanıdır. Denizlerimizi korumak, çevre hukuku alanında uzmanlaşacak genç avukatların da omuzlarına bırakılmış bir sorumluluktur.”
“Mersin’in geleceği, denizle kuracağı sağlıklı bağda saklıdır”
Konuşmasının sonunda kentin vizyoner bir dönüşüm sürecinde olduğunu dile getiren Yeşilboğaz, şu mesajla sözlerini tamamladı:
“Gerek liman kapasitemiz, gerek tarihsel denizcilik mirasımız, gerekse genç ve dinamik nüfusumuzla Mersin, Akdeniz’de örnek gösterilecek bir kent olabilir. Bunun için hukuki çerçevenin sağlam inşa edilmesi şarttır. Denizle barışık, doğayla uyumlu ve adaletle yönetilen bir kent mümkündür.”