Köşe Yazısı | Mehmet Açık – “İnsan Olmak”
Bir sabah daha düştük yollara…
Sıcak yatağın cazibesine, tatlı uykunun davetine rağmen…
Çünkü yürümek sadece bedeni değil, ruhu da dinç tutar.
Sporun ötesinde, bu sabah adımlarımızı vicdanın sesiyle attık.
Günün ilk ışıklarıyla birlikte yalnızca doğaya değil, iç dünyamıza da tanıklık ettik.
Yürüyüş arkadaşlarımızla güne bir sözle başladık.
Ama öyle bir söz ki, yüzeyde bir cümle, derinde bir çağrıydı:
Büyük usta Yaşar Kemal’in o unutulmaz tespiti:
“İyi insan olmadan iyi gazeteci, iyi siyasetçi, iyi esnaf olamazsınız.
Erdem, mesleğin değil, insan olmanın gereğidir.”
Bu söz, aslında bizim yitik pusulamız.
Yıllar geçse de geçerliliğinden hiçbir şey kaybetmeyen bu cümle, her sabah hatırlanmalı; çünkü içinden geçtiğimiz çağda insan kalabilmek, artık en büyük başarı.
Gazetecilikte Erdem Sınavı
Bugün medya sektöründe “hakikat” ile “reklam verenin memnuniyeti”, “tiraj” ile “vicdan”, “editoryal çizgi” ile “siyasi baskı” arasında kalmış nice gazeteci var.
2023 yılında 34 gazeteci cezaevindeydi.
Gerçeğin peşinde koşan, halkın haber alma hakkını savunan ama işini kaybeden, yalnızlaştırılan, dışlanan meslektaşlarımız oldu.
Ama onlar meslekten önce insan kalmayı seçti.
Yaşar Kemal’in mikrofonu, işte onların elinde anlam buluyor.
Siyaset Arenasında İnce Bir Çizgi
Koltuğun ağırlığı mı, halkın duası mı?
Makam aracıyla her sabah trafiğe çıkan bir siyasetçinin, çöp toplayan bir işçiyle göz göze gelme anı var ya… İşte o an her şeyi belirliyor.
Kimi hizmet aşkıyla yola çıkıyor, kimi koltuk sevdasıyla.
Ama günün sonunda halk her şeyi görüyor.
Ve unutmayalım:
Makamlar geçici, insanlık kalıcı.
Esnaf Kültürümüzde Vicdanın Yeri
Ahilik…
Bir zamanlar Anadolu’nun ticari omurgası, bugünse hatırlanmaya muhtaç bir değerler bütünü.
“Helale el sürme” ilkesiyle yetişen esnaflar, hâlâ aramızda.
Enflasyon can yakarken, fahiş fiyatlar konuşulurken, dürüstçe etiketi değiştirmeyen, müşterisini kandırmayan, verdiği sözün arkasında duran esnaf örnekleri bu ülkenin sessiz kahramanlarıdır.
Gündelik Kahramanlarımız
Depremde gece gündüz demeden enkaz başında kalan sağlıkçılar…
Öğrencisinin karnını doyurmadan kendi lokmasına el sürmeyen öğretmenler…
“Bu çocuk helal süt emmiş mi?” diye iç sesini dinleyerek işini yapan taksiciler…
Bu toplumun bel kemiği, tabelasız kahramanları onlardır.
Dijital Çağın Sınavı
Sosyal medyada linç kültürü yayılıyor, yalan haber saniyeler içinde milyonlara ulaşıyor.
Ama hâlâ “gerçek” için direnenler var.
Takipçi uğruna ilkesini satanlara inat, nezaketi savunan dijital fenomenler…
Trolle değil, akılla ve merhametle yürüyenler var.
Ve onlar sayesinde ekranlarımızda hâlâ umut yeşeriyor.
Rakamlarla Erdemin İzleri
Araştırmalara göre halkın %72’si ülkenin ahlaki bir çöküş yaşadığını düşünüyor.
Ama bu karamsar tablonun öte yanında bir ışık da var:
1.2 milyon genç gönüllü olarak çeşitli alanlarda çalışıyor.
81 ilde iyilik hareketleri, dayanışma kampanyaları, yardım zincirleri sürüyor.
Demek ki özümüz kaybolmamış, sadece biraz üstü örtülmüş.
Yaşar Kemal’in Fısıltısı
“Dengbejin sesi, Anadolu’nun vicdanıdır” demişti Yaşar Kemal.
O sesi duymayan, mikrofonu hak etmemiştir.
O sesi duymayan, koltuğu da hak etmez, kürsüyü de, mesleği de…
Ve o ses hâlâ duyuluyor…
Mersin’de bir balıkçı tezgâhında asılı notu okuduk:
“Vergisini veren balık daha lezzetli olur.”
İşte budur bu milletin mizahıyla harmanlanmış erdemi.
Son Söz: Temel Felsefemiz Ne Olursa Olsun İnsan Olmaktır
Unvanlar geçer, başarılar unutulur, fotoğraflar sararır.
Ama bir insanın nasıl yaşadığı, nasıl bir iz bıraktığı, hangi değerleri savunduğu asla kaybolmaz.
Ve sonunda bizi biz yapan tek şey kalır: İnsanlığımız.
Bu yüzden…
Her sabah yeniden başlamalıyız kendimize.
Yürümeye, düşünmeye, vicdanımıza kulak vermeye…
Saygı ve sevgilerimle,
Mehmet Açık
📧 Her türlü soru ve geri bildiriminiz için bizimle iletişime geçebilirsiniz: guncellhaberajans@gmail.com