Konkordato ilan eden Aroma’da iş bırakma eylemi büyüyor, işçiler tazminatsız kapı önüne konuyor
Bursa’nın Karacabey ilçesinde 1968 yılında kurulan ve Türkiye’nin en köklü meyve suyu üreticilerinden biri olan Aroma Meyve Suları Fabrikası, konkordato sürecinde derinleşen ekonomik krizle birlikte çalışanlarını mağdur etmeye başladı. 2024 yılının Aralık ayında mali sıkıntılar gerekçesiyle mahkemeye başvurarak konkordato talep eden Aroma’ya önce 3 aylık geçici, ardından ise 1 yıllık kesin mühlet kararı verilmişti. Ancak üretime devam eden fabrikada yaşanan gelişmeler, işçi hakları açısından alarm veriyor.
KOMİSER GÖZETİMİNDE TAZMİNATSIZ İŞTEN ÇIKARMALAR
Cumhuriyet gazetesi muhabiri Elif Özge Yalçın’ın haberine göre, konkordato komiser heyetinin gözetiminde çalışan Aroma’da, işçiler önceden bilgilendirilmeden ve tazminatları ödenmeden işten çıkarılıyor. Fabrikada üretim devam ederken bazı emekçilerin, hiçbir gerekçe sunulmadan, yalnızca sözlü tebligatla işlerine son verildiği iddia edildi. Bu durum, işçiler arasında büyük bir huzursuzluğa neden oldu.
İŞÇİLERİN İTİRAZ ETTİĞİ SÖZLEŞME: KİM İMZALADI?
Krizi daha da derinleştiren bir diğer gelişme ise, işçilerin kendi iradeleri dışında imzalandığını öne sürdükleri toplu iş sözleşmesi oldu. Sözleşmenin detaylarının çalışanlarla paylaşılmadığı ve birçok hakkın kısıtlandığı iddia ediliyor. Sendika ile fabrika yönetimi arasında imzalanan bu anlaşmaya tepki gösteren yaklaşık 250 işçi, üretimi durdurarak iş bırakma eylemine başladı. İşçiler, hem sözleşmenin geçersiz sayılmasını hem de tazminatsız işten çıkarmaların durdurulmasını talep ediyor.
EKONOMİK POLİTİKALARIN BEDELİNİ KİM ÖDÜYOR?
Türkiye genelinde yaşanan ekonomik daralma ve yüksek faiz politikaları, sanayi kuruluşlarının ucuz krediye erişimini neredeyse imkânsız hale getirdi. Bu durum, büyük küçük demeden birçok firmayı konkordatoya yöneltti. Ancak şirketlerin mali yapılarındaki bu zorlukların faturasının emekçilere çıkarılması, kamuoyunda tepkilere neden oluyor. Aroma gibi köklü bir markanın bile kriz karşısında çalışanlarını gözden çıkarması, iş güvencesi açısından karanlık bir tabloyu ortaya koyuyor.
SENDİKALAR VE STK’LAR SESSİZ Mİ KALACAK?
İşçilerin tepkilerine rağmen, sendikanın henüz kamuoyuna açık bir açıklama yapmaması dikkat çekiyor. İşçilerin “bizim adımıza masa kurdular ama bizi susturdular” sözleri, sendika temsilcilerinin meşruiyetini sorgulayan bir algının oluşmasına neden oldu. Öte yandan, insan hakları ve emek örgütlerinin bu sürece dair güçlü bir tepki vermemesi de eleştiriliyor.
YARIN NE OLACAK?
İşçilerin iş bırakma eylemi sürerken, tazminatsız çıkarılan çalışan sayısının artabileceği öngörülüyor. Hukuki süreç başlatmak isteyen işçiler ise konkordato sürecinin belirsizliklerinden dolayı mahkemelerden net yanıtlar alamadıklarını ifade ediyor. Uzmanlar, konkordato dönemlerinde işten çıkarma uygulamalarının ancak çok özel koşullarda ve işçi hakları gözetilerek yapılabileceğini hatırlatıyor.
KAMUOYUNA ÇAĞRI: “SESİMİZİ DUYAN VAR MI?”
Aroma işçileri, yetkililere ve kamuoyuna çağrıda bulunarak, yaşanan haksızlıkların görülmesini, hem sendikanın hem de şirketin hesap vermesini istiyor. İşçiler, yalnız bırakıldıklarını ifade ederken, “Bu ülkenin ekonomik yükünü yine biz emekçiler mi taşıyacağız?” sorusunu gündeme taşıyor.
Haber: GHA – Güncel Haber Ajansı
Muhabir: Mihriban Karataş
Kaynak: Cumhuriyet / Elif Özge Yalçın – Sözcü
