Türkiye’de son haftalarda gündemden düşmeyen sahte diploma ve sahte e-imza skandallarına bir yenisi daha eklendi. Bu kez iddialar, yüzlerce Türk öğrencinin sahte pasaportlarla tıp, diş hekimliği ve hukuk fakültelerine girdiğini ortaya koyuyor.
Cumhuriyet gazetesi yazarı Murat Ağırel, köşesinde kaleme aldığı “Türk öğrenciler yasal olmayan yollarla düzenlenmiş belgelerle fakültelere girdi: Sahte pasaport skandalı” başlıklı yazısında olayın ayrıntılarını açıkladı.
CİMER’e Yapılan Şikâyetlerde Skandal Ayrıntılar
Ağırel’in aktardığı bilgilere göre, Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) yapılan ihbarlarda şu ifadeler yer aldı:
“Son dönemde, bazı Türk öğrencilerin sahte pasaportlar aracılığıyla ‘uluslararası öğrenci’ statüsü kazanarak üniversitelerimize başvuruda bulunduklarına ve bu başvuruların onaylanarak kayda alındığına dair ciddi ve endişe verici bilgilere ulaşılmıştır. Sahte pasaportlarla yapılan bu başvurular sonucunda, öğrenciler uluslararası öğrenci kontenjanlarından faydalanarak tıp, diş hekimliği ve hukuk gibi stratejik ve yüksek puan gerektiren bölümlere haksız bir şekilde kayıt yaptırmaktadırlar. Bu süreçte, üniversitelerin uluslararası ofis birimlerinde görevli bazı müdürlerin de bahsi geçen sahte başvurulara göz yumduğu, hatta işlemlerin kolaylaştırılmasına yönelik adımlar attığı iddia edilmektedir. Bu durumun, ülkemizin hukuki ve milli güvenlik unsurlarını koruma yükümlülüğü çerçevesinde detaylıca incelenmesi ve gereğinin yapılmasını arz ederim.”
Stratejik Fakültelere Haksız Giriş
İddialara göre, sahte pasaport sahipleri uluslararası öğrenci kontenjanı üzerinden sınav puanı veya YKS sistemiyle girmesi son derece zor olan fakültelere doğrudan kayıt yaptırabiliyor.
Bu yöntemle en çok tercih edilen bölümler:
• Tıp Fakülteleri
• Diş Hekimliği Fakülteleri
• Hukuk Fakülteleri
Üniversite Yönetiminde Soru İşaretleri
İhbarlarda, bazı üniversitelerin uluslararası ofislerinde görevli yöneticilerin bu duruma göz yumduğu ve işlemleri kolaylaştırdığı öne sürülüyor. Bu iddialar, hem üniversite yönetimlerinin denetim mekanizmalarını hem de Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) kontrollerini tartışmaya açtı.
Milli Güvenlik ve Hukuki Boyut
Hukukçulara göre, sahte pasaport skandalı yalnızca eğitim sisteminin adaletini değil, milli güvenliği de ilgilendiriyor. Çünkü:
• Resmi belgede sahtecilik suçu oluşuyor.
• Haksız kazanılmış diplomalar, ileride sağlık ve adalet sisteminde ciddi güven sorunlarına yol açabilir.
• Yabancı statüsü kazanarak kayıt yaptıran sahte öğrenciler, devletin sağladığı bazı özel haklardan yararlanabiliyor.
Tepkiler: “Sahtekârlıkta Dünya Şampiyonu Olduk”
Olay sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. Kullanıcılar,
• “Sınavlara aylarca çalışan gençlerin emeği çalınıyor.”
• “Üniversite yönetimleri, bu işe karışan personelleri açığa almalı.”
• “Sahtekârlıkta dünya şampiyonu olduk!”
gibi tepkiler gösterdi.
Soruşturma Beklentisi
Skandalın ortaya çıkmasının ardından gözler, YÖK ve savcılıkların başlatacağı soruşturmalara çevrildi. Kamuoyunun beklentisi, yalnızca öğrencilerin değil, bu sürece aracılık eden ve göz yuman tüm görevlilerin hesap vermesi.
