HAFTAYA BAKIŞ | GHA Ekonomi Servisi Müdürü
Erhan Arslan Yazdı
Bütçeye Yük Halktan, Rahat Büyük Sermayeden
4 Ayda Sigara ve İçkiden 155 Milyar TL, Kurumlar Vergisi Sadece 53,4 Milyar TL
2025 yılının ilk dört ayına ait bütçe verileri açıklandı. Rakamlar, vergi yükünün kimlerin omzunda olduğunu bir kez daha ortaya koydu.
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın verilerine göre Ocak–Nisan döneminde sadece alkollü içki, tütün ve sigaradan 155 milyar TL ÖTV tahsil edildi. Aynı dönemde, ülke ekonomisinin lokomotifi sayılan banka, şirket ve holdinglerden alınan Kurumlar Vergisi ise 53,4 milyar TL oldu.
Bu tabloya baktığınızda ortaya çıkan manzara açık:
Vergi adaleti değil, vergi çarpıklığı var.
Tüketim Vergileri Şampiyon, Sermaye Vergisi Zayıf
Sigara içenin de, içki alırken vergi ödeyenin de maaşı belli. Alım gücü yerlerde, asgari ücret yoksulluk sınırının altında, orta sınıf giderek daralıyor.
Ama devlet, gelir yaratmak için kolay yolu seçiyor:
Tüketicinin cebinden vergi almak.
Buna karşılık, yıllık cirosu milyarlarca lira olan şirketlerden, bankalardan, holdinglerden alınan toplam Kurumlar Vergisi, sigaradan ve alkolden gelenin üçte biri bile değil.
Bu ne anlama geliyor?
“Gelir değil, tüketim vergisi odaklı bir sistemde yaşıyoruz.
Kim daha fazla tüketiyorsa, o daha çok vergi ödüyor.
Kim daha çok kazanıyorsa, o daha az pay veriyor.”
Dolaylı Vergi Cenneti: Türkiye
Türkiye’de toplanan vergilerin yüzde 65’ten fazlası hâlâ dolaylı vergilerden oluşuyor. Yani gelir durumuna bakılmaksızın herkes aynı vergiyi ödüyor. Asgari ücretliyle holding patronu, aynı sigarayı içtiğinde aynı vergiyi ödüyor.
Bu, sosyal adalet ilkesine ne kadar uygun?
Her yıl açıklanan “vergi rekortmenleri” listesinin ilk sıralarının boş bırakıldığı, vergi kaçırmanın neredeyse bir “kültür” haline geldiği bir düzende, sistem yükü en çok sırtında taşıyana yüklüyor.
Vergi Reformu Şart Ama Gündemde Yok
Ekonomistler, bu yapının sürdürülemez olduğunu söylüyor.
Doğrudan vergilerin güçlendirilmesi, yüksek gelirli kesimlerin ve büyük sermayenin daha fazla vergi ödemesi gerektiğini savunuyor.
Ancak hükümetin yeni vergi politikaları, bu yönde değil.
Kayıt dışı ekonomiyle mücadele yerine, kayıt içi tüketicinin cebine yönelen yeni vergi önerileri gündemde. Kripto paradan, dijital reklama kadar her yeni alan vergiye bağlanmak isteniyor.
Fakat temel sorun hâlâ yerinde duruyor:
Adaletin olmadığı yerde vergi sadece yük olur, birlik değil.
Son Söz
GHA Ekonomi Servisi olarak biz soruyoruz:
• Vergi adaleti bu mu?
• Sadece tüketen mi cezalandırılacak?
• Kazanan, kazandığını sakladığı sürece mi rahat edecek?
Bu sorulara cevap verilmedikçe, bütçe açıkları büyür, enflasyon dizginlenemez, güven azalır.
Ve bu çarpık yapı, yalnızca ekonomiyi değil, toplumsal barışı da tehdit eder.
Erhan Arslan – GHA Ekonomi Servisi Müdürü