GHA – KİEV
Ukrayna’da yıllardır süren savaşın ardından ülkenin stratejik kaynaklarının akıbeti dünya kamuoyunda tartışma konusu olurken, gazeteci-yazar Fahri Kopar’dan dikkat çeken bir iddia geldi. Kopar, Ukrayna’daki çok uluslu anlaşmalar kapsamında ülkenin maden kaynaklarının fiilen Amerikan şirketlerine devredildiğini ve bu sürecin, Ukrayna halkı için büyük bir felakete dönüştüğünü söyledi.
“Bir komedyeni başkan yaptılar, ülke bölündü”
Fahri Kopar, yaptığı açıklamada, Ukrayna’nın siyasi geleceğinin medya manipülasyonu ve dış müdahalelerle şekillendirildiğini öne sürerek, “Reklam illüzyonu ile, magazinle, kiralık gazeteciler ve satılık fenomenlerle bir komedyeni Ukrayna Devlet Başkanı seçtirdiler. Topraklarını Rusya’ya, madenlerini ABD’ye kaptırdı” dedi.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’i doğrudan hedef alan Kopar, ülkede yaşanan gelişmelerin bir “emperyal senaryo” olduğunu iddia etti.
Yüz binlerce can kaybı, milyonlarca mülteci
Savaşın getirdiği yıkımı vurgulayan Kopar, “Yüz binlerce Ukraynalı öldü, milyonlarca yurttaş mülteci oldu. Geri kalanlar ise fakirleşerek, hayatları eskisinden yüz kat daha zor hale geldi” şeklinde konuştu.
Ukrayna halkının, Batı’nın verdiği vaatlerin gerçekleşmemesi nedeniyle hayal kırıklığına uğradığını söyleyen Kopar, “Ne Avrupa Birliği’ne ne de NATO’ya tam üye olabildiler. Sadece umutla oyalandılar. Bedeli ise halk ödedi” ifadelerini kullandı.
“Aynı senaryoyu Türkiye’ye uygulamak istediler”
Kopar açıklamasında Türkiye’ye yönelik de uyarılarda bulunarak benzer bir modelin burada da denenmek istendiğini savundu. “Türkiye’de de benzer bir senaryo sahneye kondu. Bu kez figüran komedyen değil, hırsızdı. Çok şükür ki yakayı erken ele verdi, tezgâh boşa çıktı” diyerek siyasi göndermede bulundu.
Fahri Kopar’ın açıklamaları, sosyal medyada kısa sürede geniş yankı uyandırdı. Bir kesim bu sözleri gerçeğin dile gelişi olarak yorumlarken, bazı çevreler ise eleştirilerin siyasi provokasyon içerdiğini savundu.
Arka planda ne var?
Uzmanlar, Ukrayna’daki yer altı kaynaklarının özellikle savaş sonrası dönemde Batılı enerji ve madencilik şirketlerinin ilgisini çektiğini ve bazı bölgelerde bu şirketlerin faaliyet göstermeye başladığını doğruluyor. Ancak bu faaliyetlerin devlet denetiminde mi, yoksa bağımsız ticari anlaşmalarla mı yürütüldüğü hâlâ tartışmalı.
GHA olarak Ukrayna’daki bu süreçte imzalanan anlaşmalar ve şirket paydaşlıkları ile ilgili gelişmeleri takip etmeyi sürdüreceğiz.
