MUTLULUK Baki, Gerisi Fani …
Mutluluk şöyle aranıp bulunacak, bir hedef gerçekleşince kavusulacak bir şey değildir. Size neye benzetiyorsanız tam olarak odur ve kişiseldir, tamamen size aittir.
Mutluluk bir duygu değil; bir olma halidir. Çünkü duygular geçicidir, mutluluk ise her zaman var olan, bir devinim halindedir. İnsan her zaman hüzünlü, kıskanç, neşeli olamaz. Duygular belli durumları karşılar ama mutluluk için bir duruma ihtiyaç yoktur. Çünkü ulaşılacak bir yer değil, yolculuğun ta kendisidir. Uzak ya da yakın değildir.
Bu gün haz ile mutluluğu karıştırdığımız için mutlu değiliz. Haz aldığımız nesnelerde, olaylarda kalıcı mutluluk arıyoruz. Örneğin, olursa çok mutlu olacağımızı düşündüren; arabalar, elbiseler, evler, eşyalar, ilişkiler olduğunu zannediyoruz. Oysaki, mutlu olmanın istenilen veya şart koşulan şeylerin var olmasına bağlı olmadığını gösteren birçok araştırma var.
Bu noktada Hazza uyumlanma (hedonik adaptasyon) kavramını bilmeliyiz. Varlığı ilk anlarda mutluluk ve keyif veren bir nesnenin ya da olayın, hissettirdiği duyguların süreklilik göstermemesidir. Misal, çok isteyerek aldığınız bir eşyanın ilk zamanlar sizi dünyadaki en mutlu insanlardan biri yaparken bir süre sonra onun varlığına alışıp aynı şeyleri hissetmemeniz Hedonik adaptasyon dur. “Yine olmadı, bu da değilmiş” diye düşünürsünüz. Bu durum size sürekli başka bir şeye sahip olursanız mutlu olacağınızı düşündürerek doyumsuzluk doğurur. Bu doyumsuzluk da mutsuzluğunuzun temel sebeplerinden olur.
Bizler gerçek mutluluk ve huzuru, ancak madde dünyasına esir olmuş fikirlerimize göre uydurduğumuz bazı eşya ve durumlarda arıyoruz. Bir şeylere bağlı mutluluklar doğal olarak bu cansız şeyler gibi Fani oluyor. Sürekliliği olan bir mutluluk ise ebedi (sonsuz) değerlere bağlı bir mutluluktur. Hakiki mutluluk kaynaklarından biri sevgidir: SEVGİ, merhamet, şefkat ve yardım duygularıyla güçlenir. Bu duygular, mutluluk kitabının önsözüdür. Bunlar olmazsa kitabın hikayesi eksik kalır.
Öyleyse MUTLULUK İçin Neler Yapabiliriz?
- Minnettarlığı ifade edin, TEŞEKKÜR insana hayattaki güzellikleri fark ettirir. Bir ‘Teşekkür günlüğü’ tutarak bu yönünüzü geliştirebilirsiniz. Böylece zaman zaman günlüğünüzü okur, hayatınıza dair unuttuğunuz güzellikleri hatırlayıp mutlu olursunuz.
- Aşırı düşünmekten kaçının. Düşünmenin fazlası kişide ne olacak korkusu veya baş edememe kaygısı gibi olumsuz duygular oluşturur. Olabildiğince bundan kaçının. Yükselirsiniz.
- İyilik yapın. Etrafınızda mutlu olacak birileri her zaman vardır. Bazen gülümseyen bir bakış, bir kahve molasını birlikte geçirmek, bazen de sıcak bir sohbet insanları mutlu eder. Deneyin…
- Sosyal ilişkilerinizi geliştirin. Dinleyin ve anlayın. Hayattaki varlığınıza anlam katacak ve mutlu edecektir.
- Anı yaşayın. Genelde bir işi yaparken ne yaptığımızın farkında değilizdir. Farklı içsel sorunlarımızı düşünürüz. Bu durum sizi hayatın anlamsız olduğu yanılgısına düşürürken, hayatın güzelliklerini görmenizi zorlaştırır. Ne yapıyorsanız orada olun ve en iyi şekilde yapın.
- Yaşam amacınızı belirleyin. Bu amaç hayata tutunmanızı sağlar. Amaca yönelik hedefler üretmek ve bu yolda emektar olmak gereksiz düşüncelerden, takıntılardan uzaklaştırır ve mutlu eder.
- Bedeninizi, zihninizi ve ruhunuzu besleyin. Bunu yolu bilgi ve inançtır. İşinizin bir parçası olan veya sevdiğiniz alanlarla ilgili bilgi edinmek güç verir, felsefesini bildiğiniz ve teslim olduğunuz bir inancınız olsun huzur verir, iyi hissettirir.
Son söz: İç dünyasında mutlu olan insanlar, dış dünyada ki mutsuzluklardan etkilenmez ve dış dünyanın vereceği mutluluklara bağımlı olmaz. “Mutluluk İçimizde …”
Nihal Taş
