Mehmet Açık – GHA Köşe Yazısı
Bazen hiçbir şey söylemeden çok şey anlatırsınız. Ne sesiniz çıkar, ne de bir adım atarsınız ama sadece varlığınızla rahatsızlık verirsiniz bazılarına. İsminizin anılması bile huzurlarını bozar. Çünkü sizin varlığınız, onların gizlediği yanlışları, bastırmaya çalıştıkları vicdanı gün yüzüne çıkarır. Ve bu, onları rahatsız eder.
Eğer siz böyle biriyseniz, büyük ihtimalle çevreniz kalabalık olmayacaktır. Çünkü gerçek söz, sert gelir çoğuna. Hakikat, alışılmış yalanların konforunu bozar. Dolayısıyla etrafınızda çok dost bulamayabilirsiniz. Bulduklarınız da toplum içinde size yakın görünmekten kaçınabilirler. Çünkü sizinle birlikte anılmak bile cesaret ister.
Ama bu sizi yıldırmasın.
Dostluk, sayıyla değil, samimiyetle ölçülür. Birçok insanın etrafında olması sizi güçlü kılmaz. Önemli olan, bir omuz aradığınızda başınızı yaslayacak bir gönül bulabilmektir. Mesele dost sayısı değil, dostluk duygusunun derinliğidir. Gerçek dostluk, fırtınada belli olur; güneşliyken herkes gölge eder.
Ve şunu unutmayın:
Bir kişiyi bilmem, ama iki iyi dostun birlikte aşamayacağı engel yoktur.
İki yürek bir olduğunda, karanlık bile yol olur. Çünkü güvenle kurulan bağ, sadece destek değil, aynı zamanda bir güç kaynağıdır.
Hayatın yükü ağır, yolu engebelidir. Bu yolda bazen tek başınıza yürürsünüz, bazen de yanınızdaki bir kişiyle dünyayı omuzlarsınız. Kalabalıklar değil, yoldaşlık önemlidir. Ve doğru insanın gölgesi, bin alkıştan değerlidir.
Eğer kötüler sizin isminizden bile tedirgin oluyorsa, suskunluğunuzun yankısı kulaklarında çınlıyorsa, bilin ki siz sıradan biri değilsiniz. Siz, hakikatin sessiz sesi, karanlıkta yön gösteren bir izsiniz. Gölgeniz bile yeter.