GHA – ANKARA | SİYASET
Karar Partisi Genel Başkanı Yaşar Aydın, Cumhurbaşkanı’nın giydiği lüks timsah derisi ayakkabı üzerinden yaptığı çarpıcı açıklamayla gündeme oturdu. Aydın, “Bu yalnızca bir ayakkabı değil, halktan kopmuşluğun sembolüdür” ifadelerini kullanarak Cumhurbaşkanlığı makamında temsil edilen yaşam tarzının, ülkenin içinden geçtiği ekonomik gerçeklerle bağdaşmadığını vurguladı.
Aydın’ın açıklaması, siyasi arenada yankı uyandırırken, geniş halk kesimlerinin de dikkatini çekti.
“Bu bir moda değil, adalet meselesidir”
Türkiye’nin dört bir yanında milyonlarca vatandaş temel gıda ürünlerine dahi ulaşmakta zorlanırken, lüks tüketimin devletin zirvesinde normalleşmesini “vicdan yarası” olarak tanımlayan Aydın:
“Pazarda meyvenin kilosunu soramayan, etin sadece fiyatını bilen bir halkın, timsah derili ayakkabı giyen bir Cumhurbaşkanı tarafından temsil edilmesi; bu milletin duygularını ve gerçeklerini hiçe saymaktır.” dedi.
“İktidar görkemli vitrinler kurarken, halkın mutfağı boş”
Karar Partisi lideri Yaşar Aydın, saraylara ve şatafata harcanan kaynakların halkın boğuştuğu geçim sıkıntısını daha da derinleştirdiğini belirtti. Lüks araçlar, özel uçaklar, israf düzeyindeki kamu harcamaları ve nihayetinde timsah derili ayakkabı tartışmasıyla gelinen noktayı şu sözlerle değerlendirdi:
“Saraylar görkemli vitrinler kurarken, halkın mutfağı boş. Millet elektrik faturasını ödemekle ekmek almak arasında tercih yapmak zorunda bırakılıyor. Bu bir adaletsizliktir. Bu bir ayrışmadır. Bu, halkla devlet arasına çekilen duvarın ayakkabıdan görünen yüzüdür.”
“Cumhurbaşkanlığı; gösterişin değil, ferasetin ve tevazunun makamıdır”
Yaşar Aydın, açıklamasında devlet adamı olmanın; sade yaşamı tercih etmek, halkın hislerine dokunmak ve topluma karşı sorumluluk taşımakla mümkün olduğunu ifade ederek şöyle devam etti:
“Cumhurbaşkanlığı makamı; yalnızca bir temsil değil, aynı zamanda bir duruş makamıdır. O ayakkabı, bir statü değil, bir yabancılaşmanın işaretidir. Oysa Türkiye’nin ihtiyacı olan şey; şatafat değil, şefkat; gösteriş değil, güven; timsah derisi değil, adalettir.”
“Ayakkabısı yırtık işçiyi göremeyen lider, adalet dağıtamaz”
Karar Partisi Genel Başkanı, halkın adalet ve temsil beklentisinin lüks hayatlar ve halktan kopuk sembollerle karşılık bulamayacağını belirterek, şöyle devam etti:
“Ayakkabısı yırtık işçiyi görmeyen bir liderin timsah derisiyle yürüdüğü yol, halkın yoluyla kesişmez. Halk, temsil edildiğini görmek ister. Onunla aynı sofraya oturan, aynı havayı soluyan, aynı dertle uykusuz kalan bir lider ister. Bu millet şatafatla değil, sadelikle yönetilmek ister.”
“Biz sarayların değil, sokakların partisiyiz”
Yaşar Aydın, açıklamasının sonunda Karar Partisi’nin durduğu yeri net bir şekilde ortaya koydu. Gösterişli binalardan değil, halkın kalbinden siyaset yaptıklarını belirtti:
“Karar Partisi olarak biz; sarayların değil, sokakların sesini dinliyoruz. Gösterişin değil, gerçeğin tarafındayız. Milletin sesi olmak, acısına ortak olmak bizim temel siyaset anlayışımızdır. Türkiye’nin ihtiyacı olan şey timsah derisi ayakkabı değil; vicdan, adalet ve liyakattir.”
Siyasi Analiz: Lüks Simgeler, Sınıfsal Kopuşun Göstergesi mi?
Siyasi gözlemciler, Aydın’ın çıkışının yalnızca sembolik bir eleştiri olmadığını, aynı zamanda Türkiye’de siyasetle halk arasındaki bağın ne denli zayıfladığını gösterdiğini belirtiyor. Semboller üzerinden okunan bu mesajlar, Türkiye’nin yeni bir siyasi dille temsil edilme talebini ortaya koyuyor. Timsah derili bir ayakkabı, yalnızca kişisel bir zevk değil, halkın gözünde adalet terazisinin bozulduğuna dair bir algının da göstergesi hâline gelmiş durumda.
GHA – Ankara Siyaset Masası
Haber: GHA Özel