featured
  1. Haberler
  2. Köşe Yazıları
  3. İçimizdeki Dua: Sessizliğin En Derin İfadesi

İçimizdeki Dua: Sessizliğin En Derin İfadesi

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

GHA | Köşe Yazısı

Derya Morcalı

Bazı dilekler vardır; dilimizden dökülmez, sadece kalbimizde çırpınır. Öyle güçlüdür ki, ne yüksek sesle söyleyebiliriz ne de bir başkasına anlatabiliriz. Çünkü o dilekler, yalnızca Allah’la bizim aramızdadır. Sözle değil, kalple dillenir. Gözyaşıyla, iç çekişle, sabırla büyür.

Bir gün herkes susar; ama içimizdeki dua susmaz. Dışarıdan sessiz, sakin hatta umursamaz gibi görünsek de, içimizde umutla atan bir çağrı hep vardır:

“Olsun… ama hayırlısıyla olsun.”

Bu cümle, görünüşte sade; ama içinde derin bir teslimiyet, büyük bir inanç ve sessiz bir kabulleniş barındırır. Çünkü biz biliriz ki, her istenen şey bizim için iyi olmayabilir. Her düş, her arzu gerçek olsaydı; belki de hayat, bu kadar derin bir anlam taşımazdı.

Hayat, sadece istemekle değil, neyin bizim için en uygun olduğunu anlayabilmekle olgunlaşır.

Bazen yollar uzar, kapılar kapanır, insanlar gider, hayaller dağılır. Ama sonra bir bakarız ki, o zorlandığımız yollar, bizden vazgeçen insanlar ve açılmayan o kapılar; bizi daha doğru, daha aydınlık, daha hayırlı bir yola sevk etmiştir. Belki de en çok dua ettiğimiz şeyin gerçekleşmemesi, bizim en büyük şansımız olmuştur.

Bir iç çekiştir bazen dua. Kelimesiz ama anlam yüklü. Sadece bir “olsun” demektir.

Ama arkasından gelen bir başka cümleyle derinleşir:

“Olsun ama gönlümü yormasın… Hayrım neyse, o olsun.”

İnsanın en gerçek duası, en çok sustuğu anda edilenidir. En çok incindiği anda yükselir göğe. Çünkü acının içinden süzülen dua, en samimi halidir kalbin. Ne gösteriş taşır, ne beklenti… Sadece bir teslimiyet vardır. Bir durulmuşluk, bir kabulleniş, bir iç barış.

Ve evet, dua ederken çoğu zaman farkında olmayız ama biz sadece bir şeyi istemeyiz; aynı zamanda onun ruhumuzu nasıl etkilediğini, bize nasıl dokunduğunu da hissederiz. Bu yüzden bazı dualar gecikir; bazılarıysa hiç gerçekleşmez. Çünkü Rabbimiz bilir:

“O an dilediği şey, onun için uygun değil. Daha iyisini vereceğim.”

İşte o zaman dua, sadece bir istek değil; bir yön bulma, bir yol seçme, bir olgunlaşma süreci haline gelir.

Ve biz fark etmeden dua, bizi değiştirir. Kalbimizi yumuşatır, bakışımızı berraklaştırır. Zamanla isterken değil, beklerken büyürüz. Dileğimiz kabul olduğunda değil, kabul etmeyi öğrendiğimizde olgunlaşırız.

Sonunda ise yalnızca şu cümleyi söyleyebilmek yeter:

“Allah’ım… Bana gerçekten hayırlı olanı ver. Kalbime ağır gelmeyecek olanı, ruhuma iyi gelecek olanı nasip et.”

Çünkü gerçek huzur; dileklerin eksiksiz gerçekleşmesinde değil, içimizin derinliklerinde bir yerde, her şeyin olması gerektiği gibi olduğuna inanmakta saklıdır.

Belki de dua budur: İçimizde gizlice tuttuğumuz bir ışık. Sessizce yandıkça bizi aydınlatan, yol gösteren…

Her şeyin en hayırlısı, kalbimize en iyi geleni olsun.

Sevgi ve saygılarımla,

Derya Morcalı

1
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
İçimizdeki Dua: Sessizliğin En Derin İfadesi
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Giriş Yap

Güncel Haber Ajans ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin