Fatih Küpeli – Uluslararası Turan Kızılelma Teşkilatı Genel Başkan Yardımcısı
Tarihin her döneminde Türk milleti, üretimiyle, emeğiyle ve helal kazancıyla ayakta durmuştur. Fakat ne zaman ki ekonomik krizler yaşanmış, finansal sistem zayıflamış ve toplumsal dayanışma zedelenmişse, o zaman karanlık ve gayrimeşru yollar devreye girmiştir. Bu yollardan biri de tefeciliktir. Adı değişmiş, yöntemi çeşitlenmiş, kimi zaman takım elbiseye bürünmüş ama özü değişmemiştir: zulüm.
Tefecilik, Türk Ceza Kanunu’nun 241. maddesine göre suçtur. Ancak bu sadece bir kanun maddesiyle geçiştirilemeyecek kadar derin ve tehlikeli bir konudur. Tefecilik, ekonomik şiddettir. Zor durumdaki vatandaşın çaresizliğini fırsata çevirmek, fahiş faizlerle insanları borç batağına saplamak ve sonunda onların malına, emeğine, hatta bazen hayatına el koymaktır.
Bu kirli sistem, özellikle küçük esnafımızı, üretici köylümüzü, dar gelirli vatandaşlarımızı hedef alıyor. Banka kredilerine ulaşamayan, sigortasız ya da teminatsız olan vatandaşlarımız, kısa vadeli borç için tefecilere mahkûm bırakılıyor. Borç bir kez alındığında, faiz oranları katlanarak büyüyor. Bu bataklıktan çıkmaya çalışan insan, önce evini, sonra işini, sonra da onurunu kaybediyor.
Tefecilik sadece bir ekonomik tehdit değil, aynı zamanda toplumsal bir yıkım aracıdır. Aileler parçalanıyor, gençler uyuşturucu ve suç örgütlerinin kucağına itiliyor. Nice namuslu insan, sadece borç aldığı için tehdit ediliyor, sindiriliyor, susturuluyor. Tefecilik, yalnızca parayla değil, korkuyla da hükmediyor.
İslam’a göre ise tefecilik, yani riba, açık bir haramdır. Faizle borç vermek, dinen en ağır günahlardan biri kabul edilir. Kur’an-ı Kerim’de Bakara Suresi’nde bu konu net bir şekilde ifade edilir:
“Allah, faizi yok eder, sadakaları ise artırır. Allah, günahkâr kâfirleri sevmez.” (Bakara, 276)
Peygamber Efendimiz, faiz yiyeni, vereni, yazanı ve şahitlik edeni aynı kefeye koymuş, hepsini lanetlemiştir. Bu kadar açık bir haramın, ekonomik sistemimizin içinde “meşru bir alternatif” gibi yer alması kabul edilemez.
Uluslararası Turan Kızılelma Teşkilatı olarak biz, Türk milletinin ne ekonomik köle olmasına, ne de bu tür karanlık yapıların himayesine mahkûm edilmesine rıza gösteririz. Türk milleti tarih boyunca ne saraya faizle çıkmış ne de zillete borçla düşmüştür. Bizim medeniyetimiz “veren el alan elden üstündür” diyen bir inançla kurulmuştur.
Bugün acil olarak yapılması gerekenler açıktır:
1. Tefeciliğe karşı cezai yaptırımlar artırılmalıdır. Bu suç, organize suç kapsamında ele alınmalı ve ağırlaştırılmış cezalar uygulanmalıdır.
2. Yargı mercileri, mağdurların şikayetlerini ciddiyetle ele almalı, “borç ilişkisi” deyip geçmemelidir.
3. Belediyeler, sosyal yardım kuruluşları ve meslek odaları aracılığıyla mikro kredi ve faizsiz destek sistemleri kurulmalıdır.
4. Gençlere ve esnafa yönelik mali okuryazarlık eğitimleri yaygınlaştırılmalı, toplum bilinçlendirilmelidir.
5. Tefecilikle mücadele sadece kolluk kuvvetlerinin değil, aynı zamanda eğitim sisteminin, medyanın ve STK’ların da görevidir.
Bugün Türkiye’nin dört bir yanında, tefeci tuzağına düşmüş yüzlerce, binlerce vatandaşımız var. Onlar konuşamıyor, korkuyor, susuyor. Ama biz susmayacağız. Çünkü susmak, bu karanlık düzeni kabul etmektir. Susmak, milletin alın terine yapılan saldırıya göz yummaktır.
Unutmayalım, Türk milletinin damarlarında dolaşan asil kan, esareti değil özgürlüğü kabul eder. Bu nedenle diyoruz ki: tefeciye değil, devlete güvenin. Mafyaya değil, millete yaslanın. Haramla değil, helalle yaşayın.
Tefecilik, Türk milletinin ruhuna, töresine, inancına ve medeniyetine aykırıdır. Bu milletin çocukları, kendi vatanında faiz sarmalında boğulmayacak, aksine birlik, dayanışma ve millî ekonomi ilkeleriyle yükselecektir.
Bizim Turan anlayışımız sadece sınırlarla değil, değerlerle kurulur. Ve o değerlerin en başında da hak, hukuk, adalet ve helal kazanç gelir.
Tefeciliğe karşı mücadele, bir adalet savaşıdır. Bu mücadeleyi kazanan, sadece mağdurlar değil, milletin vicdanı olacaktır.
Fatih Küpeli
Uluslararası Turan Kızılelma Teşkilatı
Genel Başkan Yardımcısı