featured
  1. Haberler
  2. Güncel
  3. Yitip Giden Bir Kuşak: 78’liler ve Unutulmaz Vefa

Yitip Giden Bir Kuşak: 78’liler ve Unutulmaz Vefa

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Haftada üç gün sizlerle birlikteyiz, çok değerli Güncel Haber Ajansı okuyucularım.

Bugün sizlere “Bir Vefa Kitabı” olarak tanımlanan, Ercan Güneş’in üçüncü eseri *“Yitip Giden Bir Kuşak 78’liler”*den ve 78 kuşağının unutulmaz hikayesinden bahsetmek istiyorum.

Ercan Güneş, kitabını 12 Eylül 1980 öncesi Türkiye’sinin zorlu, karmaşık ve kanlı döneminde kaybettiği iki can dostuna ithafen yazmış. Mersin Global Yayıncılık tarafından yayınlanan kitap, sadece bir biyografi veya tarih kitabı değil; aynı zamanda o dönemin kayıplarına, yaralarına ve umutlarına duyulan büyük bir vefa ifadesi. Hakan Koçman ve Baha Akıner gibi değerli isimlerin emek verdiği bu yayın, yakın tarihimize ışık tutan önemli bir eser olarak öne çıkıyor.

Yakın Cumhuriyet tarihimizde iki önemli kuşak vardır: Efsaneleşmiş “68 Kuşağı” ve onun biraz gölgesinde kalmış, ama etkisi belki de daha derin olan “78 Kuşağı.” 68 kuşağı öncüdür, adı sıkça anılır, bilinirliği büyüktür. Ancak 78’liler, “ölüm kuşağı” olarak da anılır; çünkü o dönemde yaşanan terör olaylarında kayıplar 68’lilere kıyasla çok daha fazladır. Hani derler ya; “Dile kolay!” İşte tam da öyle bir dönemdir 78 kuşağı zamanı. 12 Eylül öncesinde ortalama her gün 10 kişi terör nedeniyle hayatını kaybetmekteydi. Eğitim sistemleri işlemiyor, sokaklar insanların dışarı çıkmaya korktuğu bir yer haline geliyordu.

Üzerine bir de o dönemin ağır enerji darboğazları eklenmişti. Elektrik, kömür, tüpgaz bulmak neredeyse imkânsızdı. İnsanlar adeta karanlığa ve soğuğa terk edilmişti. Ülkenin kaderini değiştirmek isteyen karanlık güçlerin gizli bir elinin, alttan alta askeri yönetimi işaret ettiği de herkesin bildiği sırdı.

Yazar Ercan Güneş, bu dönemin hem canlı tanığı hem de mağdurudur. 1961 Gaziantep-İslahiye doğumlu olan Güneş, küçük yaşta ailesiyle Mersin’e taşınmış ve burada büyüyüp eğitimini tamamlamıştır. Anadolu Üniversitesi İşletme ve Medya İletişim bölümlerinden mezun olan Güneş, hâlen İstanbul Üniversitesi’nde Kültürel Miras ve Turizm okumaktadır. 17 yaşında tiyatroya başlayan yazar, Mersin’in ilk özel tiyatrosunu kurmuş ve tiyatro organizasyonları yapmıştır. Medya sektöründe temsilcilik, reklamcılık, yazarlık gibi pek çok alanda da deneyim sahibidir. Evli ve bir çocuk babası olan Güneş, 2012’den beri Mersin Ticaret Borsası’nın medya danışmanlığını yürütmektedir.

Ercan Güneş’in kaleminden çıkan bu eser, sadece bir hatırlatma değil; aynı zamanda sosyal farkındalık yaratmayı amaçlayan bir vicdan borcudur. Genç yaşta kaybedilen arkadaşlarına duyduğu vefa, onları unutmadığını ve unutmayacağını anlatmak içindir. Çünkü o gençler, hayatlarının baharında, geleceği yaşayamadan, sevdiklerinden koparılmışlardır.

Kitap, hiçbir şekilde kamplaştırıcı ve zehirleyici bir dille yazılmamıştır. Yazar, hem öldürülenlerin hem de öldürenlerin aslında birer mağdur olduğuna inanır. Anadolu’nun saf, bakir insanları, “şucu-bucu” diye birbirine düşürülmüştür. Kimse, 15 yaşındaki bir genci ölüm makinesine, tetikçiye dönüştürmenin doğrudan sorumluluğuyla yüzleşmek istememiştir. Oysa bu süreç, tam da istenilen şekilde ve hedefe ulaşmıştır.

Darbe sonrası cezaevlerinde, gözaltılarda yaşanan işkenceler, insanlık dışı uygulamalar, yaşananların sadece sağ-sol çatışması olmadığını, aslında emperyalizmin anti-Sovyet stratejisinin bir parçası olduğunu gözler önüne sermiştir. O dönemin en önemli emniyet müdürlerinden Mehmet Ağar’ın “Bizler aşırı solun arkasında Sovyetler Birliği’ni sanıyorduk, ama Batılı istihbarat örgütleri olduğunu gördük.” itirafı, gerçeğin ne kadar karmaşık ve acı olduğunu ortaya koymaktadır.

Ancak tüm bu büyük oyunlar, Ercan Güneş, Şenol Küçük, Mesih Yörük, Veli Can Oduncu gibi gençlerin hayatları pahasına oynanmıştır. Sonuçta hakim irade, darbeyle birlikte “bizim çocuklar yönetime el koydular” sözünü haklı çıkarmış ve Türkiye’nin kaderi üzerinde kirli bir el devam etmiştir.

Güneş’in kitabı, aynı zamanda geçmişle yüzleşme çağrısıdır. Gençlere ve gelecek kuşaklara bir uyarı, bir mirastır. Bu kitap, bugünümüzü anlamak ve yarını inşa etmek için okunması, ders alınması gereken bir belge niteliğindedir.

Bu anlamlı eser; unutulan, unutturulan o kuşağa vefa borcunu ödeyen ve hafızalarda tazeliğini koruyan önemli bir duraktır. Okuyunuz, okutunuz, geçmişin yaralarını anlamaya çalışınız ki geleceğe sağlam adımlarla yürüyebilelim.

Okuru çok, ders alanı çok olsun!

Bekir/Zorba saygılarımla

1
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Yitip Giden Bir Kuşak: 78’liler ve Unutulmaz Vefa
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Giriş Yap

Güncel Haber Ajans ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin