Ankara merkezli çeteden 400 akademisyen çıktı; uzmanlar “Bu sadece başlangıç” diyor.
Türkiye’nin yükseköğretim sistemi, şimdiye kadar görülmemiş ölçekte bir skandalla sarsılıyor. Ankara’da düzenlenen operasyonla çökertilen sahte diploma çetesi, ifadelerinde aralarında profesör ve doçentlerin de bulunduğu yaklaşık 400 akademisyenin atamasını sahte belgelerle yaptıklarını itiraf etti.
Ancak uzmanlar ve eğitim sendikaları, gerçek sayının çok daha yüksek olabileceğini, bunun yalnızca “buzdağının görünen kısmı” olduğunu savunuyor.
Olayın Perde Arkası
Sahte Diplomalar Nasıl Üretildi?
Soruşturma dosyasına göre çete, sahte diploma üretiminde iki farklı yöntem kullanıyordu:
1. Yurt dışı kaynaklı sahte belgeler: Tanınmış üniversitelerin adını kullanarak birebir görünümlü diplomalar basılıyor, sahte mühür ve imzalar ekleniyordu.
2. Denklik manipülasyonu: Sahte diplomalar tercüme edilip noter onayından geçirildikten sonra YÖK’e sunuluyor, sistemde eksik denetimlerden faydalanılarak denklik onayı alınıyordu.
Bu belgelerle akademik unvanlar kazanılıyor, bazı kişiler hızla profesörlük kadrolarına yükseliyordu.
Üniversite İçindeki Bağlantılar
Emniyetin tespitlerine göre çetenin, bazı üniversitelerdeki idari personel ve bürokratlarla doğrudan ilişkisi vardı. Bu bağlantılar, sahte belgelerin sistemden “temiz” geçmesini sağlıyordu.
Neden İsimler Açıklanmıyor?
Yükseköğretim Kurulu (YÖK), sahte diplomalı akademisyenlerin isimlerini kamuoyuna açıklamıyor. Bu tutum, “koruma mı, yoksa sistemin çökmesini önleme çabası mı?” tartışmasını başlattı.
Bir eğitim sendikası başkanı, isminin açıklanmaması şartıyla şunları söyledi:
“Eğer bu liste ortaya çıkarsa, birçok üniversitede bölüm başkanlıkları, dekanlıklar ve yönetim kademeleri boşalır. Bu, adeta duvardan bir kerpiç çekmek gibi; bir kez düşerse tüm yapı yıkılır.”
Siyasi ve Bürokratik Boyut
Kulislerde dolaşan iddialara göre, sahte diplomalılar arasında sadece akademisyenler değil, aynı zamanda:
• Kamu kurumlarında üst düzey yöneticiler,
• Bazı belediye başkan adayları,
• Siyaset çevrelerine yakın danışmanlar
da bulunuyor.
Eğitim uzmanı Dr. Gülşen Karaca, “Bu olay yalnızca akademiyi değil, devlet mekanizmasının güvenilirliğini de sorgulatıyor” diyor.
Toplumda Güven Erozyonu
Bu skandal, zaten liyakat tartışmalarıyla gündemde olan üniversitelerin imajına ağır darbe vurdu.
Öğrenciler, “Yıllarca emek verip mezun oluyoruz, karşımıza diploma bile olmayan kişiler ders veriyor” diyerek tepki gösteriyor.
Bir mezuniyet töreninde konuşan öğrenci temsilcisi, “Biz bilgiye güvenmek için üniversiteye geldik, şimdi kime güveneceğimizi bilmiyoruz” ifadelerini kullandı.
Hukuki Süreç ve Olası Sonuçlar
• Görevden Alma: Sahte diplomalı oldukları tespit edilenler derhal görevden alınabilir.
• Ceza Davaları: Resmî belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından 2 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası gündemde.
• Akademik Unvan İptalleri: YÖK, geriye dönük olarak unvanları iptal edebilir.
• Zincirleme Etki: Bu kişilerin verdiği dersler, yönettikleri tezler ve imzaladıkları belgeler geçersiz sayılabilir.
Kamuoyu Cevap Bekliyor
Türkiye, önümüzdeki günlerde YÖK’ten şu soruların yanıtını bekliyor:
1. Gerçek sayı kaç?
2. İsimler açıklanacak mı?
3. Bu kişiler hangi süreçlerle göreve getirildi?
4. Yıllardır bu diplomanın sahte olduğu neden fark edilmedi?
Son Söz
Bu olay yalnızca bir diploma sahteciliği değil, bir sistem zaafı. Şeffaf bir soruşturma yürütülmezse, güven bunalımı derinleşecek ve Türkiye’nin akademik itibarı uluslararası alanda ağır yara alacak.