ANKARA – Türkiye’nin turizm gündeminde uzun yıllardır Antalya ve Ege sahilleri öne çıkarken, Mersin, sahip olduğu doğal ve tarihi zenginliklerle yeni bir cazibe merkezi haline geliyor. Uzmanlara göre Mersin, doğru yatırımlar ve tanıtım kampanyalarıyla birkaç yıl içinde Akdeniz’in en iddialı turizm destinasyonlarından biri olabilir.
321 Kilometrelik Sahil Şeridi
Türkiye’nin en uzun kıyı şeritlerinden birine sahip olan Mersin, kilometrelerce uzanan kumsalları, turkuaz denizi ve bakir koylarıyla dikkat çekiyor. Özellikle Kızkalesi, Anemurium Antik Kenti, Cennet-Cehennem obrukları ve Soli Pompeiopolis gibi değerler, şehri yalnızca deniz değil, kültür ve inanç turizmi açısından da öne çıkarıyor.
Gastronomi ve Yerel Kültür
Mersin, turizmi yalnızca sahil bandıyla değil, gastronomisiyle de çeşitlendiriyor. Tantuni, cezerye, kerebiç ve humus gibi lezzetler, şehir ekonomisine doğrudan katkı sağlıyor. Uzmanlar, düzenlenecek uluslararası gastronomi festivallerinin Mersin’in marka değerini artıracağını belirtiyor.
Ekonomiye Katkı ve İstihdam
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nın raporlarına göre şehir, turizm gelirlerinde hak ettiği seviyeye ulaşabilirse yıllık milyarlarca liralık katkı sağlayabilir. Turizm yatırımlarıyla birlikte gençler için istihdam alanları da artacak. Yetkililer, özellikle otel kapasitesinin artırılması, ulaşım yatırımlarının hızlandırılması ve uluslararası tanıtım kampanyalarının önemine dikkat çekiyor.
Yerel Tepki: “Ne Antalya Ne Dünyanın Başka Bir Yeri”
Bölge halkı, Mersin’in turizmde uzun süredir gölgede bırakılmasından şikâyetçi. Kent sakinleri, “Ne Antalya ne dünyanın başka bir yeri… Mersin’in tarihiyle, doğasıyla, sahilleriyle eşi yok” diyerek şehrin daha fazla tanıtılması gerektiğini dile getiriyor.
Sonuç
Turizm temsilcilerine göre Mersin, altyapı eksiklerinin giderilmesi ve tanıtımın güçlendirilmesi halinde yalnızca Türkiye’nin değil, Akdeniz’in de en gözde destinasyonlarından biri haline gelebilir.




