Fatih Küpeli
Türkiye, tarih boyunca bağımsızlığını ve millet olma bilincini korumak için sayısız bedel ödemiştir. Kurtuluş Savaşı’nda ecdadımız, “Ya İstiklal, ya İzmihlal” diyerek bu toprakları Sevr’in parçalanmış planlarından kurtarmıştır. Bugün TBMM Anayasa Komisyonu’ndan basına sızan DEM Partisi talepleri, geçmişin uyarıcı derslerini hatırlatır niteliktedir. İlk bakışta siyasi talep gibi görünse de, içerik itibarıyla devletin kalbine saplanan bir hançer niteliğindedir.
DEM Partisi Talepleri: Siyasi Görüş mü, İsyan Manifestosu mu?
DEM Partisi’nin komisyonda dile getirdiği talepler, sadece siyasi bir görüşün ötesinde Türkiye’nin üniter yapısını hedef alan ciddi bir meydan okumadır:
1. Türk Milleti tanımı kaldırılsın, ırklar ayrı ayrı yazılsın.
2. Kürt ırkına özerklik verilsin.
3. Ankara’dan atanan valiler sona ersin, kendi valilerini atayabilsinler.
4. Kürtlerin ayrı bir ordusu olsun.
5. “Kürdistan” için ayrı içişleri ve dışişleri bakanlıkları kurulması.
Bu talepler, devlet içinde devlet kurma girişimi olarak okunabilir. Türkiye’nin ortasında Ankara’dan atanan valiyi istemeyen, kendi ordusunu ve kendi bakanlıklarını talep eden bir yapı… Bu durum, adeta isyancı bir manifestodur.
Kimliksizleştirme ve Bölgesel Devletçikler
Türk Milleti tanımının kaldırılması ve ırkların ayrı ayrı yazılması, milletimizin ortak kimliğini yok saymak anlamına gelir. Kimliksiz bir halk yaratmayı hedefleyenler, ulusun ruhuna ve birliğine doğrudan saldırmaktadır. Bu talepler yalnızca anayasal değişiklik değil, psikolojik ve kültürel bir saldırıdır.
Federal Yapı ve Sevr’in Gölgesi
“Kürdistan’a vali atanmasın, ayrı ordu olsun” gibi talepler, bir bölgesel federal yapının altyapısını oluşturmayı amaçlamaktadır. TBMM çatısı altında Sevr’in yeniden yazılmasının adımları atılmaktadır. Eğer bu talepler kabul edilirse, yarın Diyarbakır’da BM gözetiminde bir referandum, ertesi gün Ankara’da “Kürdistan Büyükelçiliği” açılması kaçınılmaz hâle gelir.
Üniter Devletin Korunması
İçişleri ve dışişleri bakanlığı talepleri, devletin kalbinde ayrışmayı meşrulaştırma çabasıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nde tek millet vardır: Türk Milleti. Tek devlet vardır: Türkiye Cumhuriyeti. Tek bayrak, tek ordu, tek yasa vardır. Bu topraklarda özerklik, federasyon veya ayrı bir ordu hiçbir zaman kabul edilemez.
Bu taleplerin masum bir müzakere olarak görülmesi mümkün değildir. TBMM’de, bu talepleri not alan ve dikkate alan herkes, tarih önünde ihanete ortak olmuştur. Milletimiz, Sevr’i yırtıp atan ecdadın torunlarıdır ve bugün de aynı kararlılıkla ayağa kalkacaktır.
Alarm Zamanı: Artık “Dur” Demek Zorundayız
Artık “demokrasi” ve “barış” maskesiyle bölücülüğü meşrulaştırmaya çalışanlara dur deme zamanı gelmiştir. Bu topraklarda tek millet vardır: Türk Milleti. Tek devlet vardır: Türkiye Cumhuriyeti. Kimse “Kürdistan” hayaliyle yeni bir uydu devlet kuramayacaktır.
Son Söz Milletindir
Tarih, her zaman bağımsızlığını savunan ve üniter yapıyı koruyan milletin yanında olmuştur. Bugün de milletimiz aynı kararlılıkla ayağa kalkacak ve Türkiye’nin bölünmez bütünlüğünü koruyacaktır.
Ya İstiklal, ya İzmihlal. Türkiye sadece Türklerindir.
Kaynak: GHA – Fatih Küpeli




