Siyasi arenada tansiyonu yükselten yeni bir tartışma gündeme geldi. Kamuoyunda, CHP ve İYİ Parti’nin, terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan’a (Apo) yönelik açıklamaları ve tutumları nedeniyle DEM Parti hakkında “terör propagandası ve örgüte destek” suçlamasıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuruda bulunması gerektiği yönünde çağrılar yapılıyor.
Tepkilerin Odağında DEM Parti Var
DEM Parti’nin son günlerde yaptığı bazı açıklamaların, terör örgütüyle arasına mesafe koymadığı gerekçesiyle büyük tepki çektiği belirtiliyor.
Siyasi gözlemcilere göre, bu durum, özellikle CHP ve İYİ Parti’nin “demokratik siyaset” söylemini zedeleyen bir çelişki olarak değerlendiriliyor.
Kamuoyunda oluşan beklentiye göre, muhalefet partilerinin yalnızca sözle değil, hukuki yollarla da tavır koyması gerekiyor.
“Apo’ya Yardakçılık ve Teröriste Sahip Çıkmak” Suçlaması
DEM Parti’ye yönelik suçlamalar arasında, “Apo’ya yardakçılık yapmak, teröristlere sahip çıkmak ve terör örgütü propagandası yapmak” ifadeleri öne çıkıyor.
Yargı kaynakları, bu tür iddiaların TCK’nın 220. ve 314. maddeleri kapsamında suç teşkil edebileceğini belirtiyor.
Bu nedenle bazı hukukçular, CHP ve İYİ Parti’nin, “demokrasi ve hukuk devleti” ilkeleri doğrultusunda, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunarak sürecin takipçisi olması gerektiğini savunuyor.
Siyasi Duruş Testi
Uzmanlara göre bu durum, muhalefet partileri açısından da bir “siyasi samimiyet testi” niteliğinde.
Bir yandan terörle mücadeleye destek mesajları veren, diğer yandan DEM Parti ile dolaylı iş birliği içinde olduğu eleştirilerine maruz kalan partilerin, bu tür olaylar karşısında açık ve tutarlı bir tavır sergilemesi gerektiği vurgulanıyor.
Siyaset bilimci Dr. Murat Şen, süreci şu sözlerle değerlendirdi:
“Eğer muhalefet, gerçekten milli güvenlik hassasiyetine sahip olduğunu göstermek istiyorsa, hukuki adım atmaktan çekinmemeli. Aksi halde bu sessizlik, toplumsal vicdanda teröre karşı kayıtsızlık olarak algılanır.”
Yargı Süreci Ne Getirir?
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılacak olası bir başvuru, ön inceleme süreciyle birlikte değerlendirilecek.
Eğer somut deliller ve ifadeler tespit edilirse, DEM Parti hakkında “parti kapatma davası” da dahil olmak üzere çeşitli hukuki yaptırımların gündeme gelmesi mümkün.
Sonuç:
Kamuoyunda yükselen beklenti net:
CHP ve İYİ Parti, eğer teröre karşı duruşlarında samimilerse, DEM Parti’nin Apo’ya ve örgüt mensuplarına sahip çıkan tutumuna karşı açık bir hukuki tavır sergilemeli.
Bu adım yalnızca siyasi değil, milli duruşun göstergesi olarak da değerlendiriliyor.