Tel Aviv – İsrail polisi, Tel Aviv’deki Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliği’nde görevli bir idari personelin, Netanya kentindeki bir plajda küçük yaştaki kız çocuklarının görüntülerini gizlice kaydettiği iddiasıyla gözaltına alındığını duyurdu.
İsrail polisinden yapılan açıklamaya göre, olay plajın soyunma kabinlerinin bulunduğu bölümde yaşandı. İddiaya göre, şüpheli Ö.K., kabinin arka kısmından 15 yaşından küçük birkaç kız çocuğunun görüntülerini cep telefonuyla kaydetti. Plajda bulunan bazı vatandaşların durumu fark ederek polise ihbarda bulunması üzerine olay yerine ekipler sevk edildi.
Polis, Ö.K.’nin kayıt yaptığı sırada suçüstü yakalandığını ve cep telefonuna el konulduğunu belirtti. Şüpheli, “çocukların mahremiyetini ihlal” ve “rızaları olmadan görüntü alma” suçlamalarıyla Netanya’daki mahkemeye çıkarıldı. Mahkeme, gözaltı süresinin uzatılmasına karar verdi.
Diplomatik Dokunulmazlık Tartışması
Ö.K.’nin diplomatik pasaportu bulunmasına rağmen İsrail makamları tarafından tutuklanması dikkat çekti. İsrail polisi, “Diplomatik statü, çocuklara yönelik ağır suçlamaların soruşturulmasına engel değildir” açıklamasını yaptı.
Türkiye’nin Tel Aviv Büyükelçiliği olayla ilgili henüz resmi bir açıklama yapmazken, diplomatik kaynaklar konunun Ankara’ya iletildiğini ve sürecin takip edildiğini belirtti.
İsrail Polisi: “Kararlılıkla Takip Edeceğiz”
Resmi açıklamada, “Çocuklara yönelik bu tür suçları asla tolere etmeyeceğiz. Failin statüsü ne olursa olsun, yasalarımızın gereğini yapacağız” ifadeleri yer aldı.
Analiz / Mehmet Açık
Komplo mu, Diplomatik Kriz mi?
İsrail’de yaşanan bu olay, yalnızca adli bir soruşturma değil, aynı zamanda diplomatik ilişkiler açısından da önemli bir kriz potansiyeli taşıyor.
Uluslararası hukukta diplomatik personel, Viyana Diplomatik İlişkiler Sözleşmesi çerçevesinde görev yaptığı ülkede ciddi dokunulmazlıklara sahiptir. Bu dokunulmazlıklar; tutuklanmama, yargılanmama ve şahsi eşyalarına el konulmama gibi maddeleri kapsar. Ancak İsrail, olayın ağırlığını gerekçe göstererek bu dokunulmazlığı fiilen devre dışı bıraktı.
Bazı çevreler, olayın tamamen bir “komplo” olabileceğini öne sürüyor. İddiaya göre, İsrail güvenlik birimleri delil olarak gösterilen görüntüleri kurgulamış ya da telefon içine sonradan yüklemiş olabilir. Bu iddialar, henüz resmi olarak doğrulanmasa da, Türkiye–İsrail ilişkilerinin mevcut gergin atmosferinde bu tür komploların ihtimal dahilinde olduğu yorumlarını güçlendiriyor.
Eğer bu iddia doğruysa, Türkiye’nin de karşı diplomatik adımlar atması ve Ankara’daki İsrail Büyükelçiliği personeli üzerinde benzer bir baskı kurması gündeme gelebilir.
Öte yandan, Türkiye’nin Tel Aviv Büyükelçiliği ve Dışişleri Bakanlığı’nın olayla ilgili sessizliği dikkat çekiyor. Kamuoyu, Ankara’dan net bir açıklama ve iddiaların gerçeğe uygunluğunu ortaya koyacak resmi bir tavır bekliyor.
Bu olay, yalnızca bir adli vaka değil; uluslararası diplomasi, güvenlik stratejileri ve iki ülke ilişkilerinin hassas dengelerini de doğrudan ilgilendiriyor.