featured
  1. Haberler
  2. Güncel
  3. İKLİM KANUNU: “Adı Var, İçeriği Yok”

İKLİM KANUNU: “Adı Var, İçeriği Yok”

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İklim krizinin etkileri tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de hızla artıyor. Kuraklık, seller, orman yangınları ve aşırı hava olayları, ülkenin dört bir yanında daha yıkıcı hale geliyor. Ancak Türkiye’nin yeni çıkardığı “İklim Kanunu”, uzmanlara göre bu krizle mücadele için gerekli düzenlemeleri içermiyor.

Çevre örgütleri ve uzmanlar, kanunun emisyon azaltımı, fosil yakıtlardan çıkış, adil geçiş mekanizması, sivil toplum katılımı ve iklim gelirlerinin toplum yararına kullanımı gibi hayati unsurları kapsamadığını belirtiyor.

“Gerçekten İklim İçin Hiçbir Şey Söylemiyor”

Kanunun en büyük eksikliklerinden biri, bakanlıklar ve kamu kurumlarına herhangi bir bağlayıcı görev verilmemesi.

Örneğin; Tarım ve Orman Bakanlığı ya da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı gibi kritik kurumların sorumlulukları önceki taslaklarda yer alırken, bu düzenlemede tamamen kaldırılmış durumda.

Yutak alanların korunması, biyolojik çeşitliliğin gözetilmesi ve ekosistem dengesi gibi hayati düzenlemeler de kanundan çıkarıldı. Uzmanlar, “İklim Kanunu denilen bu metin, iklim hedeflerine ulaşmak için en küçük adımı bile içermiyor” değerlendirmesini yapıyor.

“Şeffaflık ve Hesap Verebilirlik Yok”

Kanun, kamu kurumlarının karar alma süreçlerinde iklim hedeflerini dikkate alma zorunluluğu getirmiyor.

Alınan kararların sera gazı emisyonuna etkisinin değerlendirilmesi yönünde de herhangi bir düzenleme bulunmuyor.

Bu durum, Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyon hedefi ve Paris Anlaşması taahhütleri açısından ciddi bir boşluk yaratıyor.

“Gerçek İklim Kanunu Nasıl Olmalı?”

Uzmanlara göre gerçek bir iklim kanunu, şu başlıkları kapsamalı:

• Bağlayıcı emisyon azaltım hedefleri ve takvimli yol haritası,

• Fosil yakıtların aşamalı olarak terk edilmesi,

• Yenilenebilir enerjiye adil geçiş planları,

• Sivil toplum ve bilim insanlarının karar süreçlerine katılımı,

• Doğal sistemler ve biyolojik çeşitliliğin korunması,

• İklim finansmanının toplum yararına şeffaf şekilde kullanımı.

“Adil Geçiş Mekanizması Yok”

Kanunda, iklim krizinden en fazla etkilenen grupların korunması ve desteklenmesi için bir “adil geçiş mekanizması” da bulunmuyor. Bu durum, özellikle çiftçiler, tarım sektörü çalışanları ve düşük gelirli kesimler için büyük bir risk oluşturuyor.

“Sivil Toplum Sürecin Dışında Bırakıldı”

Kanun hazırlanırken çevre örgütleri, iklim aktivistleri ve akademisyenlerin görüşlerinin alınmadığı belirtiliyor. Oysa Avrupa ülkelerinde iklim yasaları hazırlanırken sivil toplumun aktif katılımı zorunlu tutuluyor.

Çevre örgütleri, “Bu kanun, iklim politikasının omurgasını oluşturması gerekirken yalnızca bir başlık altında kalmış. İklim için somut bir adım atılmamış” açıklamasında bulunuyor.

“Yalnızca Adına İklim Kanunu Diyorlar”

TEMA Vakfı, Greenpeace ve Ekosfer gibi çevre kuruluşları, kanunun revize edilmesi ve bilim temelli iklim hedeflerinin yasal zorunluluk haline getirilmesi gerektiğini vurguluyor.

“İklim krizinin derinleştiği bir dönemde çıkarılan bu yasa, iklim için hiçbir şey söylemiyor. Yalnızca adına ‘İklim Kanunu’ diyorlar” ifadeleri dikkat çekiyor.

1
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
İKLİM KANUNU: “Adı Var, İçeriği Yok”
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Giriş Yap

Güncel Haber Ajans ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin