Kayseri’de kasaplık yapan iki çocuk annesi Hülya Germirlioğlu, kadınların “yapamaz” denilen alanda nasıl ustalaştığını anlatıyor: “Ete dokunamazdım. Şimdi en büyük hayalim, sadece kadınların çalıştığı bir kasap dükkânı açmak.”
KAYSERİ / GHA
Kasaplık genelde erkek işi sanılır. Hele büyük bıçaklar, et doğrama, çengel taşıma gibi işler varsa… Ama Kayseri Talas’ta bir kadın 8 yıldır tezgâhın başında ve bu algıyı sessizce yıkıyor. Hülya Germirlioğlu, iki çocuk annesi. Ve ete dokunmaya çekinerek başladığı kasaplıkta şimdi hayal kuracak kadar ileri gitti.
“İlk başta eşime yardım etmek içindi. Et doğramak ne demek bilmezdim, sadece temizliğiyle ilgilenirdim. Ama izleyerek, zamanla elimi ete değdirmeye başladım. Öğrendim. Şimdi neredeyse tüm işleri ben yapıyorum. Reyonun düzeninden satışına kadar her şey bende,” diyor gururla.
“Kediler Kasap Olurmuş Lafı Varsa, Benim İçin Söylenmiş”
Hülya Germirlioğlu, kendi dönüşümünü şöyle anlatıyor:
“Hani derler ya ‘Bakmakla öğrenilse kediler kasap olurdu’ diye… O lafı biri benim için söylemiş gibi hissediyorum. Ben bakarak öğrendim. Çünkü önce cesaret etmek gerekiyor. Elini korkak alıştırmazsan, kadın da yapar bu işi.”
Bugün kasap dükkânında çalışırken hâlâ müşterilerin şaşkın bakışlarına maruz kalıyor. Kadın olduğu için kasap değil, reyon görevlisi ya da market çalışanı sanıldığını söylüyor.
“Bana ‘Yardımcı olayım’ diyen müşterilere ‘Ben zaten kasabım’ dediğimde yüz ifadesi değişiyor. Kimisi inanmıyor bile. ‘Sen kasapsan ben de mankenim’ diyenler oldu,” diyor gülerek.
“Güzellik Uzmanı Sandılar”
Kadın olduğu kadar bakımlı da olmayı önemsediğini söyleyen Germirlioğlu, bu yüzden zaman zaman dış görünüşüyle de önyargılara takılıyor.
“Dükkâna giren biri ‘Burası şeker dükkânı gibi kokuyor’ dedi. Kasap değil de güzellik uzmanı sanıyorlar beni. Oysa ki ben sabah 06.30’da kalkıyorum, çizmeleri giyip et taşıyorum.”
Germirlioğlu, bu işi sevmesinin nedenini “emeğin karşılığını doğrudan görmek” olarak tanımlıyor. “Et satmak çok canlı bir iştir. Tezgâhına bakarsın, temizliğine, düzenine, müşterinin gözündeki güvene… Her şey senin elinin izidir” diyor.
“Kadının Eli Değdi mi, İşin Ruhu Değişir”
En büyük hayalini sorunca tereddütsüz söylüyor:
“Sadece kadınların çalıştığı bir kasap dükkânı açmak isterdim. Etin doğranmasından sunumuna kadar her aşamasında kadın eli olsun. Çünkü kadınlar detaycıdır, temizdir, özenlidir. İşin ruhu değişir.”
Bu hayalini gerçekleştirebilmek için kredi imkânları ve kadın girişimcilere destek programlarını araştırıyor. Devletten ve yerel belediyelerden kadın esnaflara özel projeler talep ediyor.
Toplum Ne Diyor?
Kasaplık gibi geleneksel olarak “erkek işi” olarak görülen mesleklerde çalışan kadınlar, toplumda hâlâ dikkat çekiyor. Ancak bu algı giderek değişiyor. Sosyolog Dr. Duygu Akar’a göre, “Kadınlar sadece beyaz yakalı pozisyonlarda değil, emek yoğun işlerde de kendilerini var etmeye başladıkça toplumun ezberleri bozuluyor. Hülya Hanım gibi örnekler, toplumsal cinsiyet kalıplarını sessizce sorgulatıyor.”
“Etin Cinsiyeti Olmaz, İşin de Olmamalı”
Hülya Germirlioğlu’nun son sözü, hem sade hem güçlü:
“Etin cinsiyeti olmaz. İşin de olmamalı. Kadın yapamaz dedikleri her şey, aslında yapılması gereken ilk şeydir.”
