Fatih Küpeli
Sürece zarar verir denilerek Ülkücü sloganların atılması yasaklandı.
Ama…
Bebek katili Apo’nun posterini açmak yasak değil.
“Biǰi Apo” demek, bölücü ve ırkçı sloganlar atmak yasak değil.
İşte geldiğimiz son nokta bu.
Bir ülkenin güvenliği, birliğini savunanların susturulmasıyla değil, bölücülüğe alan açılmasıyla zarar görür. Bugün “yasak” adı altında Ülkücülerin sesini kısmaya çalışanlar, aynı kararlılığı terör destekçileri karşısında göstermiyor. Bu çifte standart, toplumsal vicdanda derin yaralar açıyor.
Ülkücülerin sesine, sözüne yasak konulurken; terör örgütü destekçileri meydanlarda rahatça propaganda yapabiliyor. Bu tabloya bakınca, adaletin terazisinin hangi kefeye ağır bastığı ortada.
Sorun sadece güncel bir yasak meselesi değil. Bu, devletin güvenlik ve milli değerler karşısındaki tavrının da göstergesidir. Sloganlar, semboller ve posterler sadece söz değil; toplumun ruhunu, ortak değerlerini temsil eder. Ülkücülerin susturulması, aslında Türkiye’nin birlik ve bütünlüğünü savunanların susturulması demektir.
Ve bir not düşmek gerek: Balgat’ta atılacak Ülkücü slogan da kalmadı neredeyse. Peki neyi yasakladılar? Olmayan bir şeyi yasaklamak, olsa olsa çaresizliğin ve yönetime dair şaşkınlığın göstergesidir.
Bu tablo, günümüz Türkiye’sinde adalet ve eşitlik ilkelerinin ne kadar çarpıtıldığını, hangi düşünce ve ideolojilerin korunup hangi düşünce ve ideolojilerin susturulduğunu gözler önüne seriyor.