Derya Morcalı – Köşe Yazısı
Enerji krizlerinin ve iklim değişikliği tehdidinin gölgesinde, insanlık yeni ve sürdürülebilir kaynaklar arayışını hız kesmeden sürdürüyor. Bu bağlamda Oxford, Durham ve Toronto Üniversitelerinden bilim insanlarının yaptığı son keşif, dünya enerji geleceği adına adeta bir dönüm noktası niteliğinde.
Araştırmacılar, Dünya yüzeyinin altında 170 milyon yıl yetecek miktarda doğal, temiz hidrojen rezervi keşfetti. Bu keşif, sadece enerji ihtiyacının karşılanması açısından değil, çevresel sürdürülebilirlik açısından da büyük bir potansiyel taşıyor. Çünkü hidrojen, yakıldığında geride karbon salımı bırakmayan temiz bir enerji kaynağı olarak biliniyor.
Bugün hidrojen enerjisi için laboratuvarlarda veya santrallerde üretim süreçleri kullanılıyor ve bu süreçler genellikle oldukça maliyetli. Ancak yeraltında doğal halde bulunan hidrojen, bu maliyetin önemli ölçüde düşmesini sağlayabilir. Böylece hidrojen enerjisi sadece çevreci değil, aynı zamanda ekonomik bir seçenek haline gelebilir.
Uzmanlar, hidrojen pazarının 2050 yılına kadar 1 trilyon dolarlık bir büyüklüğe ulaşabileceğini öngörüyor. Yani bu keşif, gelecekteki enerji politikalarının belirleyicisi olabilecek kadar önemli.
Temiz enerjide devrim niteliği taşıyan bu gelişme, ülkeleri doğal hidrojen kaynaklarını haritalandırma ve değerlendirme yarışına sokabilir. Türkiye gibi enerji ithalatına yüksek bağımlılığı olan ülkeler için bu alan, stratejik bir fırsat penceresi de sunabilir.
Belki de geleceğin savaşları artık petrol için değil, yeraltındaki temiz hidrojen için olacak. Ancak bu kez kazanan, yalnızca enerji devleri değil; çevre, insanlık ve gelecek nesiller olabilir.