Erhan Arslan | GHA Ekonomi Servisi Müdürü
Türkiye’de hanehalkı bütçelerinin gidişatı, ülke ekonomisinin temel dinamikleri hakkında önemli ipuçları veriyor. TÜİK ve sektörel analizlerin ortaya koyduğu son verilere göre, Türkiye’de vatandaşların aylık gelirlerinin önemli bir kısmı konut ve kira harcamalarına ayrılıyor. Hanehalklarının ortalama bütçesinde barınma giderlerinin payı %26’ya ulaştı.
Bu oran, yalnızca bir ekonomik istatistik değil; aynı zamanda toplumun büyük bir kısmının barınma hakkını sağlamak için ciddi fedakârlıklar yaptığını gösteriyor. Özellikle büyükşehirlerde hızla yükselen kira fiyatları, orta gelirli ailelerin yaşam kalitesini doğrudan etkiliyor.
Zorunlu Harcamalar: Ulaştırma ve Gıda da Yüksek Pay Alıyor
Barınmayı %21,6 ile ulaştırma giderleri izliyor. Artan akaryakıt fiyatları, taşıma maliyetleri ve özel araç kullanımındaki zorunluluk, ulaşımı da ciddi bir yük haline getiriyor.
Üçüncü sırada ise gıda ve alkolsüz içecekler yer alıyor. Haneler, bütçelerinin ortalama %18,1’ini temel beslenme ihtiyaçlarını karşılamaya ayırıyor. Gıda enflasyonunun çift haneli rakamlarda seyretmesi, bu kalemdeki yükü her geçen gün artırıyor. Özellikle dar gelirli aileler için sağlıklı ve dengeli beslenme neredeyse bir lüks haline gelmiş durumda.
Sağlık, Kültür ve Spor Harcamaları Listenin Sonunda
GHA’nın derlediği verilere göre, sağlık, kültür, eğlence ve spor harcamaları ise toplam bütçede ancak %2,3’lük bir paya sahip. Bu oran, gelişmiş ülkelerde genellikle %8 ile %12 arasında değişirken, Türkiye’de bu oranlar hem gelir dağılımı eşitsizliğini hem de yaşam kalitesine dair endişeleri gözler önüne seriyor.
Bu düşük oran, bireylerin kendilerine vakit ayıramadığını, ruhsal ve fiziksel sağlık için gerekli olan sosyal ve kültürel faaliyetlerden büyük ölçüde uzaklaştığını gösteriyor.
Ekonomik Tercih Değil, Zorunlu Kısıtlama
Türkiye’de vatandaşların büyük bölümü artık harcamalarını bir tercih doğrultusunda değil, bir zorunluluk çerçevesinde yapıyor. Yani gelir kalemleri arttıkça yaşam kalitesi değil, hayatta kalma stratejileri devreye giriyor. Temel ihtiyaçlar dışında herhangi bir harcama yapmak, birçok aile için artık mümkün değil.
Bu tablo aynı zamanda sosyal refahın da ciddi biçimde sorgulanması gerektiğini ortaya koyuyor. Barınma, ulaşım ve gıda gibi zorunlu kalemlerin bu kadar yüksek olması; bireyin eğitim, kültür, sanat, kişisel gelişim ve sağlığı için kaynak ayırmasını zorlaştırıyor.
Politika Yapıcılar İçin Uyarı Niteliğinde
Bu harcama dağılımı, sadece ekonomik değil; aynı zamanda sosyal bir alarm zili niteliğinde. Politika yapıcılar için net bir gösterge: Vatandaşın yükü ağır. Acil olarak barınma politikalarının gözden geçirilmesi, kira artışlarının sınırlandırılması ve gıda fiyatlarında denetimin artırılması gerekiyor.
Aksi takdirde, sadece ekonomik veriler değil, toplumun sosyal yapısı da ciddi biçimde sarsılabilir. Gelir düzeyi ile harcama kalemleri arasındaki dengesizlik, uzun vadede toplumsal huzuru tehdit edecek boyutlara ulaşabilir.
Erhan Arslan
GHA Ekonomi Servisi Müdürü