ADANA – Adana’nın Döşeme Mahallesi’nde yıllar boyunca hem ekonomiye hem de sosyal hayata yön veren Milli Mensucat Fabrikası, bugün artık sadece duvarları yıkık birer anı olarak ayakta duruyor. Kentin sanayi hafızasında derin bir yer edinen fabrika, bir dönemin “üreten Türkiye” idealinin somut karşılığıydı.
1916 yılında temelleri atılan ve Cumhuriyet’in ilk yıllarında “milli sanayi” hamlesinin öncülerinden biri olarak faaliyet gösteren Milli Mensucat, binlerce Adanalıya istihdam sağladı. Yalnızca ekonomik bir işletme değil, aynı zamanda bir sosyal merkez olarak da işlev gördü. Bahçesinde çocuklar oynar, düdük sesiyle mesai başlar, vardiya değişimlerinde sokaklar canlanırdı.
Artık Ne Tezgâh Sesleri Ne Mesai Düdükleri Var
Zamanla değişen ekonomik koşullar, özelleştirme politikaları ve plansız kentleşme, fabrikanın kaderini de değiştirdi. Bir dönem Türkiye’nin dört bir yanına kumaş ve dokuma ürünleri gönderen dev kompleks, 2000’li yılların başlarında sessizliğe büründü.
Bugün Milli Mensucat’ın yerine baktığınızda; yıkık duvarlar, kırık pencereler ve anılarla dolu boşluklar görüyorsunuz. Her karışında emek, alın teri ve bir neslin geçim mücadelesi saklı.
Mahalleli: “Orası sadece fabrika değil, bir hayat okuluydu”
Döşeme Mahallesi’nde yaşayan 68 yaşındaki eski işçi Halil Aydın, yıllarca bu fabrikada çalışmış. Gözleri dolarak anlatıyor:
“Orası bizim ekmek teknemizdi. Sabah ezanında kalkar, düdükle birlikte mesaiye başlardık. Arkadaşlık, dayanışma, üretim… Hepsi oradaydı. Şimdi çocuklarımıza anlatıyoruz ama yerinde yeller esiyor.”
Tarihî Bir Değer, Sessizliğe Terk Edildi
Adana’nın pamuk tarlalarından çıkan ham madde, bu fabrikada işlenir, sadece ülkeye değil yurtdışına da gönderilirdi. Birçok sosyal ilke, işçi hakları, sendikal bilinç, Adana’da ilk defa bu fabrikada konuşulmuştu. Milli Mensucat, sadece bir üretim yeri değil, aynı zamanda bir kültür merkezi, bir dayanışma alanıydı.
Yetkililere Çağrı: “Yıkmak Değil, Yaşatmak Gerek”
Kültür mirası uzmanları ve kent savunucuları, Milli Mensucat Fabrikası’nın kalıntılarının kültürel bir alana dönüştürülmesi gerektiğini savunuyor. Müzeye, kültür merkezine veya bir endüstri mirası parkına çevrilerek, gelecek kuşaklara aktarılması isteniyor.
Adanalılar, geçmişine sahip çıkmak istiyor. Çünkü her yıkılan fabrika binasıyla birlikte sadece tuğlalar değil, bir kuşağın emeği ve hafızası da yok oluyor.
Not: Bu haber, Adana’nın tarihsel, ekonomik ve toplumsal mirasına dikkat çekmek amacıyla hazırlanmıştır. Milli Mensucat, yalnızca bir fabrika değil; bu ülkenin üretimle, alın teriyle kurduğu bir geçmişin sembolüdür.