Türkiye’de çocukların dijital ortamda karşılaştığı taciz vakaları toplumun en hassas gündem maddelerinden biri olmaya devam ediyor. Ancak Yargıtay’ın son kararı, sanal taciz konusunda hukuki algıyı ve koruma mekanizmalarını yeniden tartışmaya açtı.
Bir çocuk mağdura yönelik sanal taciz suçlamasıyla yargılanan sanığa, 15 yıla kadar hapis cezası verilmişti. Ancak Yargıtay, bu cezayı bozarak sanığın tahliyesine karar verdi. Kararda, çocuğa yapılan sanal tacizin “cinsel istismar” kapsamında değerlendirilemeyeceği ifade edildi.
Hukuki gerekçede, Türk Ceza Kanunu’nda sanal tacizin doğrudan “cinsel istismar” suçu olarak düzenlenmediği, bu nedenle verilen cezanın hukuki dayanağının bulunmadığı belirtildi.
Bu karar, çocuk hakları savunucuları, psikologlar ve hukuk camiasında ciddi tepkilere yol açtı. Uzmanlar, sanal tacizin çocukların ruh sağlığı üzerinde fiziksel istismardan farklı olmayan ciddi etkileri olduğunu vurgularken, mevzuatın çağın gerekliliklerine göre güncellenmesi gerektiğini söylüyor.
Türkiye’de sanal taciz ve dijital cinsel suçlarla ilgili yasalar henüz yeterince gelişmiş değil. Mevcut düzenlemeler yetersiz kalırken, uzmanlar daha caydırıcı önlemler alınması ve yasal boşlukların kapatılması gerektiğini belirtiyor.
Bu tartışmalı karar, çocukların dijital dünyada korunması için kapsamlı hukuki reformların önemini bir kez daha ortaya koydu. Yetkililerden mevzuat değişikliği ve toplumsal farkındalık artırma çağrıları yükseliyor.