Türkiye’nin geliştirdiği Bayraktar insansız hava araçları, yalnızca savaş sahalarında sağladığı başarılarla değil, aynı zamanda uluslararası ilişkilerde oluşturduğu yeni fırsatlarla da dikkat çekiyor.
İHA Diplomasisi ve Stratejisi
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA), bu yeni süreci “İHA stratejisi” olarak tanımlarken, Amerikan Foreign Affairs dergisi ise “İHA diplomasisi” tabirini kullandı. Uzmanlara göre Türk İHA’ları, Ankara’nın diplomatik ilişkilerinde askeri ve siyasi yardımlaşma imkânlarını artırıyor.
Savaşın Doğası Değişiyor
Son yıllarda insansız hava araçları, savaşın doğasını kökten değiştirdi. Özellikle küçük ordular, İHA’lar sayesinde büyük ordulara ağır kayıplar verdirebiliyor. Keşif ve saldırı görevlerini eş zamanlı yerine getirebilen platformlar, askeri kayıpları en aza indirirken nokta atışlarıyla da sivil zayiatı önlüyor.
Bayraktar TB2 gibi Türk yapımı araçlar, zor coğrafyalarda askerleri riske atmadan operasyon yürütülmesine olanak sağlıyor. Kompakt ve çevik yapıları sayesinde radar sistemlerinden kaçabilmeleri, sahadaki etkinliklerini artırıyor.
Batılı Muadillerine Göre Avantajlı
Bayraktar İHA’lar, Batılı ülkelerin ihraç ettiği muadillerine birçok açıdan üstünlük sağlıyor.
• Maliyet: Amerikan İHA’larının yarısı veya üçte biri fiyatına satılabiliyor.
• Taşınabilirlik: En çok tercih edilen model Bayraktar TB2, normal bir kamyonla bile nakledilebiliyor.
• Kullanım Kolaylığı: Karmaşık altyapı veya uzun eğitimler gerektirmediği için düşük gelirli ülkeler tarafından da tercih ediliyor.
Türkiye’nin Küresel Gücü
Bugün Bayraktar İHA’ları birçok ülkenin ordusunda aktif görev alıyor. Askeri başarılarının yanı sıra, diplomatik arenada da Türkiye’nin elini güçlendiren bu araçlar, savunma sanayisinin en önemli ihracat kalemlerinden biri haline gelmiş durumda.