Bir Çiçeği Koklamak mı, Sulamak mı?
Yadigar Gidici | Köşe Yazısı
Buda’ya sormuşlar bir gün:
“Birinden hoşlanmakla, birine âşık olmak arasındaki fark nedir?”
Ve o şöyle cevap vermiş:
“Bir çiçekten hoşlanırsan onu topraktan koparır koklarsın.
Ama bir çiçeğe âşık olursan onu toprakta bırakır ve her gün sularsın.”
Bu söz, belki de duyguların en yalın, en net tanımlarından biridir. Çünkü biz insanlar, çoğu zaman hissettiklerimizle ne yapacağımızı bilemeyiz. Hoşlandığımızı aşk sanır, âşık olduğumuzu zannettiğimizde ise sınavlardan kaçarız. Oysa duygular sadece yürekte değil, davranışta anlam bulur.
Hoşlanmak gelip geçicidir.
Tıpkı güzel bir melodi gibi, duyar geçersin.
Tıpkı göz alıcı bir vitrin gibi, bakar yürürsün.
Hoşlanmak, “ben” merkezlidir. Hissettiğin duygunun merkezinde sen varsındır. Ne kadar hoşuna gittiği, seni ne kadar mutlu ettiğiyle ilgilenirsin. Oysa aşk… Aşk, bir başkasının varlığını kendi yaşamına katmak değil; onun varlığını olduğu gibi kabul edip, yaşamasına katkı sunmaktır.
Bir çiçekten hoşlandığında, onu koparıp koklarsın. Çünkü o an senin için değerlidir. Ama kokladıktan sonra o çiçek solacak, yavaş yavaş elinden kayacaktır. Oysa eğer gerçekten âşıksan, o çiçeği yerinden koparmaya kıyamazsın. Onu kökleriyle birlikte yaşatmayı istersin. Her sabah suyunu verirsin. Güneşe döndürürsün. Yapraklarını korursun. Ve onunla büyümeyi göze alırsın.
İşte aşk budur. Göze almaktır. Emeğe talip olmaktır. Zamanı birlikte yaşamayı seçmektir.
Bugünün ilişkilerine bir bakın…
İnsanlar birbirini hızla tanıyor, hızla tüketiyor. Birini beğenmek, hoşlanmak, onunla vakit geçirmek… Hepsi kolay. Ama birinin köklerini tanımak, geçmişini anlamak, yaralarını sarıp geleceğini sulamak? İşte o zor.
Çünkü aşk; sadece kıskanmak, özlemek, sarılmak değil.
Aşk; bağışlamak, beklemek, anlamak, vazgeçmeden kalmak.
Her gün sormamız gereken soru şu belki de:
Ben bir çiçeği kokluyor muyum, yoksa onu suluyor muyum?
Çünkü her kokladığımız solacak. Ama suladığımız büyüyecek.
Sevmek… Sevmek, sadece varlığından haz almak değil; onun yaşamasına katkı sunmak, gelişmesine alan tanımaktır. Bazen geri çekilerek, bazen elini tutarak, ama her zaman onun toprakla bağını bozmadan…
Aşkta sahip olmak değil, tanık olmak yeterlidir.
Ve bazı duygular, ancak çiçek toprağında kaldığında yeşerir.
🖋 Yadigar Gidici
“Çiçeği toprağında bırakacak kadar sevebilmeli insan. Çünkü gerçek aşk, kökleriyle sevileni yaşatmaya razı olandır.”