Mehmet Aslantaş
“Orman sadece ağaç değildir; nefesimiz, geleceğimiz, vatanımızdır.”
Son günlerde peş peşe gelen orman yangını haberleri, içimizi acıtıyor. Türkiye’nin dört bir yanında ormanlar cayır cayır yanarken, hâlâ “dikkatsizlik” ya da “sıcak hava” diyerek kendimizi avutuyoruz. Oysa gerçekler çok daha çarpıcı. Bu kadar orman yangınının tesadüf olma ihtimali var mı? Bursa’da aynı anda üç farklı noktada başlayan yangınları hangi mantık açıklayabilir?
Orman Köylüsünün Vicdanı
Bizim insanımız doğayı sever, vatanına bağlıdır. Özellikle orman köylüleri ormanla büyür, onunla yaşar. Kimi zaman kestiği bir dal için bile vicdan azabı çeker, çünkü bilir ki orman onun rızkıdır. Hayvanını otlatırken, tarlasını sürerken bile ormanın düzenini bozmamaya özen gösterir.
Orman köylüsü, yangın çıkınca ilk koşan, ilk su taşıyan, eline küreği alıp alevlere karşı mücadele eden kişidir. Bu toprakların doğa sevgisi tartışılmaz. Ancak son yaşananlar, bu sevgiyi gölgede bırakacak kadar büyük bir şaşkınlık ve öfke yaratıyor.
Dikkatsizlikle Açıklanamaz
Evet, yaz aylarında piknik ateşi, cam atıkları veya sigara izmariti nedeniyle yangınlar çıkabilir. Ancak “hadi birkaç tanesi kaza” diyelim. Peki ya Bursa’da aynı anda üç farklı yerde çıkan yangın? Bu kadar tesadüf mümkün mü?
Bursa’nın Gürsu ve Kestel ilçelerinde başlayan yangınlara bakıyorum; sanki biri düğmeye basmış. Hangi vicdan, hangi akıl bu tabloyu izleyip de sakin kalabilir?
Ormanlar Yandıkça Biz Eksiliyoruz
Orman yangını sadece bir yangın değildir. Yanarken sadece ağaçlar değil, kuşlar, böcekler, sincaplar ve daha binlerce canlının yuvası kül olur. Toprağın bereketi kaybolur, yıllarca sürecek erozyon ve kuraklık başlar.
Bir ülkenin ormanları yanarsa, geleceği yanar. Bizim gözümüzün önünde ülkenin ciğerleri tek tek kül oluyor. Nasıl delirmiyoruz, anlamıyorum.
Çözüm: Uyanık ve Bilinçli Olmak
Yangınlarla mücadele sadece itfaiye veya orman işçilerinin görevi değil. Hepimizin sorumluluğu var.
• Piknik alanlarına kontrolsüz ateş yakılmamalı.
• Orman girişlerinde daha sıkı güvenlik önlemleri alınmalı.
• Sabotaj şüphesi varsa ciddi bir soruşturma yürütülmeli.
Bu ülkenin ormanlarını korumak, kendi hayatımızı korumaktır. Yangınları sadece “hava çok sıcak” diyerek geçiştirmek, göz göre göre doğamızı kaybetmek anlamına gelir.
Geçmiş Olsun Bursa!
Bursa, yeşilin şehri. Adını bile “Yeşil Bursa” diye anarız. Ama bugün Bursa’nın ciğerleri yanıyor. O yemyeşil ormanların simsiyah kül olduğunu görmek insanın içine işliyor.
Geçmiş olsun güzel Bursa’m.
Yarın belki başka şehirler, başka ormanlar tehlikede olacak. Bu yüzden orman yangınlarını sadece bir ilin değil, hepimizin meselesi olarak görmek zorundayız.
Bu yangınlar tesadüf olamaz. Tesadüf olsa bile bu kadar çok yangın, bu kadar aynı anda başlayan alevler kabul edilemez.
Vatanına sahip çıkan herkesin artık daha dikkatli, daha duyarlı olması gerekiyor.