GHA | Ekonomi Servisi – Erhan Arslan
Ekonomist Dr. Bülent Çanakçı, Türkiye’de ekonomi yönetiminin uyguladığı politikaları ve kamu harcamalarındaki çelişkileri sert bir dille eleştirdi. Özellikle kamuda tasarruf paketi açıklamalarının ardından gelen uygulamaların halkta güven zedelenmesine yol açtığını belirten Çanakçı, “Tasarruftan bahsedip, tasarruf toplantısını Çırağan Sarayı’nda yapan bir iktidar var” diyerek iktidarın ekonomi politikalarındaki tutarsızlığı gündeme taşıdı.
“Halkın %85’i sıkıntı içinde, geri kalan %15’in refahı için çalışıyor”
Çanakçı’nın en dikkat çeken açıklamalarından biri ise gelir dağılımı adaletsizliğine yönelik oldu. Giderek derinleşen ekonomik uçuruma dikkat çeken deneyimli ekonomist, “Bu ülkenin %85’i sıkıntı içinde yaşam savaşı verirken, kalan %15’in saltanatı ve refahı için çalışıyor” ifadelerini kullandı. Türkiye’de vergi yükünün büyük oranda dar gelirli kesimin omuzlarında olduğunu, kamu kaynaklarının ise eşit ve adil biçimde kullanılmadığını savundu.
“Tasarruf değil, gösteriş ekonomisi”
Dr. Çanakçı, kamu kurumlarında yapılan gösterişli organizasyonlar, pahalı araçlar, yüksek maaşlar ve lüks harcamaların halen devam ettiğine işaret ederek, “Ortada bir tasarruf değil, tam anlamıyla gösteriş ekonomisi var. İtibar kisvesi altında halkın alın teri çarçur ediliyor” değerlendirmesinde bulundu.
Ekonomide güven sorunu büyüyor
Ekonomi Servisi olarak derlediğimiz verilere göre, halkın büyük kesimi temel ihtiyaçlarını bile karşılamada zorlanırken, tüketici güven endeksi tarihinin en düşük seviyelerine yakın seyrediyor. Çanakçı da bu tabloya dikkat çekerek şunları söyledi:
“Tasarruf yapması gereken önce devlettir. Küçük esnafın, emeklinin, memurun kemer sıkması değil; kamu harcamalarında şeffaflık, liyakat ve gerçek denetim şarttır. Aksi halde ekonomik reformlardan söz etmek, halkı kandırmaktan öteye geçmez.”
GHA Yorumu | Erhan Arslan: Gerçek Tasarruf, Saraylarda Değil, Sokakta Başlar
Dr. Bülent Çanakçı’nın ifadeleri, sadece bir ekonomik analiz değil, aynı zamanda halkın iç sesi olarak yankı buldu. Ekonomi yönetimi adına “reform” ya da “paket” adı altında açıklanan her planın, toplumun çoğunluğu için anlam ifade edebilmesi için önce adaletli kaynak dağılımı, dürüstlük ve şeffaflık şarttır.
Çırağan Sarayı gibi sembol yerlerde tasarruf konuşmak; hem sembolik hem ekonomik açıdan kamu vicdanını yaralamaktadır. Türkiye ekonomisinin iyileşmesi, yalnızca sayısal göstergelerle değil, toplumsal güven ve adalet algısıyla da mümkündür.