Ülker Fermankızı yazdı – GHA Yalova Temsilcisi
Son günlerde bazı kişi ve gruplar tarafından dillendirilen “Göyçe-Zengezur Türk Cumhuriyeti” söylemi, yüz yıl öncesinden kalan emperyal oyunları yeniden sahneye koyma niyetinin, kılıf değiştirmiş hâlidir. Türk dünyasının en hassas meselelerinden biri olan toprak birliği ve devlet egemenliği konusu, ne yazık ki bugün bazı çevrelerin elinde siyasi gösteriye, hatta bölücü bir ajandaya dönüşmektedir.
Buradan açıkça ve gür bir sesle ifade ediyorum:
Göyçe de Azerbaycan’dır. Zengezur da Azerbaycan’dır.
Bu topraklar üzerinde sözde bir “cumhuriyet” ilan etmekten, böyle bir oluşumu gündemde tutmaktan ya da bu söylemi “her platformda dile getireceğiz” diyerek yaygınlaştırmaya çalışmaktan daha tehlikeli, daha sorumsuzca bir tutum olamaz.
“Bir Millet, İki Devlet” Diyoruz, O Halde Nedir Bu Suni Ayrılık?
Yıllardır gururla söylediğimiz bir söz var: “Bir millet, iki devlet.”
Bu söz sadece bir retorik değil, tarihsel bir hakikatin ifadesidir. Türkiye ile Azerbaycan arasındaki kardeşlik, yalnızca diplomatik belgelerde değil; şehit mezarlarında, annelerin duasında, çocukların hayallerinde yaşıyor.
Bu kardeşlik, sınır tanımaz; bu kardeşlik, harita üzerinden bölünemez.
Dolayısıyla Azerbaycan’ın kadim topraklarını “başka bir cumhuriyet” adı altında ayrı bir yapıya dönüştürmeye çalışmak, bu kardeşliğe kurşun sıkmaktır.
Kardeşlik inşa etmeye çalışan bir milletin içinde fitne tohumları ekmeye çalışmak, yalnızca Türk dünyasına değil, bütün mazlum coğrafyalara ihanettir.
Azerbaycan’ın Toprak Bütünlüğü Tartışma Konusu Olamaz
Zengezur ve Göyçe, Sovyetler döneminde ayrılıkçı politikalarla Azerbaycan’dan kopartılmaya çalışılmış; ama her zaman Azerbaycan halkının gönlünde, hafızasında ve mücadelesinde bir bütün olarak kalmıştır. Bugün o topraklarda kurulan bir okul, açılan bir üniversite ya da dikilen bir bayrak, Azerbaycan Cumhuriyeti’nin egemenliğinin sembolüdür.
Bu topraklar üzerinde başka bir iddia ortaya koymak, yalnızca Azerbaycan’ın egemenlik haklarına saldırmakla kalmaz; aynı zamanda Türk dünyasında birlik yerine parçalanma fikrini aşılamaya çalışır.
Bu Söylem Kimin İşine Yarar?
Sormak gerek:
• Azerbaycan’ı bölmeye çalışan bu tür hayali yapılar kimin işine yarar?
• Türk dünyasında kardeşlik ruhunu zedeleyen bu tür ayrılıkçı söylemler kimlere hizmet eder?
• İran, Ermenistan ve Batı’nın bölgesel planlarını göz önüne alırsak, bu tür beyanlar hangi lobileri sevindirir?
Cevap açık: Bu söylemler Türk’e dost olmayan herkesin işine yarar ama Türk milletinin değil.
Biz Azerbaycan’ın Yanındayız, Hem De Her Koşulda
Azerbaycan, Karabağ’da toprağını işgalden kurtarırken; yanında Türkiye vardı. O zaman da “bir millet, iki devlet” dedik, bugün de diyoruz. Azerbaycan, bağımsızlığını korumak için ne zaman adım atsa, Türk halkı onun yanında saf tutmuştur.
Bu yüzden açıkça ifade ediyoruz:
Azerbaycan’a “kardeşim” diyen bir Türk, onun toprağında başka bir bayrak düşü göremez.
Azerbaycan’a “canım” diyen bir Türk, onun sınırlarıyla oynamaz, oyunlara gelmez.
Bizim için kardeşlik, çıkara değil; sadakate dayanır.
Bir karış toprağımıza dahi kimse, hiçbir hayal kurmasın.
Çünkü biz o hayalleri direnişle boşa çıkarırız.
Son Söz: Zaman Kardeşliği Tahkim Etme Zamanıdır
Bölgesel gerilimlerin, küresel oyunların ve istikrarı hedef alan planların bu kadar yoğunlaştığı bir çağda, Türk dünyasının birliğini zayıflatacak hiçbir söyleme tahammülümüz yoktur.
Bizi kardeş yapan dilimiz, tarihimiz, davamız ve yüreğimizdir. Bizi parçalamaya çalışanlar hangi maskeyle gelirse gelsin, biz o maskeyi düşürmesini biliriz.
Azerbaycan tek ve bütündür. Göyçe de Zengezur da onun ayrılmaz parçasıdır.
Bu gerçeği unutanlara hatırlatır, unutturmak isteyenlere karşı dimdik dururuz.
Ülker Fermankızı
GHA – Yalova Temsilcisi