featured

Mehmet Açık’ın kaleminden; “BUGÜN DE BİRAZ TARİH KONUŞALIM”

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Moğolların Türk kökenli ve Gök-tanrı inancına bağlı oldukları iddialarının yanı sıra Türklerin Müslüman olmadan önce Moğol oldukları şeklinde iddialar vardır ki gerçekle alasız iddialardır. Çeşitli sebeplerle uydurulmuş hikayelerdir.
Moğollarla ilgili olarak verilen bilgilerin yüzde 80’i Türklerin Müslüman olmalarından rahatsızlık duyan çevrelerin daha doğrusu Müslümanlıktan rahatsız olan çevrelerin kendilerine kahraman aramalarından doğan hikayelerdir ve tarihi bir değeri yoktur.
Moğolların eski Türk dini olan Gök-tanrı inancında olduklarını saçma sapan bir senaryoya dayayan Kuruluş Osman dizisi iddia etmektedir.

Bu dizinin vermek istediği arka plan görüş, aslında İslam öncesi dönem Türklerin Moğol olduğu gibi çok saçma bir anlayıştır.
O kafaTürkten rahatsızdır.
Diğer kafa da olduğu İslamdan rahatsızdır.
Uydurma katliam hikayeleri ile Türklerin zorla müslümanlaştırıldıklarını iddi ederken Moğolları zayıf devletlere sahip Türk Coğrafyasında katlettikleri Türkleri görmezden gelerek bunu “Türklerin Araplardan intikam alması” diye takdim etmektedirler.
Halbuki katledilen ve toprakları yağmalananlar Türklerdir. Katleden ve yağmalayan bilinen bir dinleri olmayan Moğollardır.
Göktanrı inancı İslamiyet öncesi Uygurlar hariç Türklerin inancıdır.
Şamanlar şunlar bunlar dinsel değil folklorik değerlerdir.
Şamanların daha çok moğolların arasında bulunmaları da bunların Türkler için bir değer ifade etmediğini gösterir.
Türkler bilgeliğe saygı duyan ve değer veren bir millettir.

Türkler için kutsal sayılan Ötüken Uygurları yıkan Kırgızların elindeyken Moğollar tarafından işgal edilmiştir ve bu işgal o günden beri devam etmektedir.

Moğol hakimiyetinin Türk Coğrafyasında gelişmesinin nedeni o dönemde güçlü bir Türk devletinin bulunmamasıdır.
Moğolların Kırgızlardan sonra ülkelerini tarumar ettiği ikinci ülke Uygur ülkesidir.

Moğollar “yazı” ile ilk defa Uygur ülkesinde karşılaşmıştır. Cengiz sadece savaşan ve kan dökmekten ileriye gitmeyen genişlemesine bir devlet düzeni verme ihtiyacı duymuştur. Ancak Moğollar o güne kadar çağın bildiği anlamda bir devlet kurmamışlardır.
Cengiz devlet düzenini Moğollara en yakın medeni millet olduğu için Türk sistemine dayandırmıştır. Çünkü başka örneği yoktur. Diğer yandan Türk Coğrafyasında bir devlet kurmaktadır. Etkilenmesi kaçınılmazdır.
Nitekim Türkler de geldikleri coğrafyada Abbasi devlet teşkilatından etkilenmiş ve benimsemiştir.
Doğrusu yanlışı tartışılabilir ama mesele budur.

Cengiz Uygur ülkesini işgal edince Uygur yazısıyla tanışmıştır.
Sogd yazısından uyarlanan Uygur yazısını yakın çevresinin ve oğullarının öğrenmelerini istemiş ancak kendisi öğrenmemiştir.
Bir yazısı ve yazı dili olmaması ve Uygurların da Moğolca bilmeceler sebebiyle Uygurca Moğolların yazışma dili olarak kullanılmıştır.
Uygurların ekonomik hayatı kendinden önceki Hun ve Göktürklerin aksine ağırlıklı olarak ticarete dayanmaktadır.
Tarım da gelişmiştir. Hayvancılık ise önemini korumaktadır.
Uygurlar daha çok Batı tarafında bulunan Fars kökenli Sogdlarla ticaret yaptıkları için Türk alfabesini terk ederek Sogd alfabesini kullanmaya başlamışlardır.
Uygular genelde Maniheizm dinindedirler.
Bunun nedeni de Sogdlulardır.

7. Yüzyılın ikinci yarısından sonrsı Arapların Doğu seferlerinin hedefinde olan Sogd şehirlerinin halkları ülkelerini terk ederek Doğuya Uygur ülkesine kaçmışlardır.
Gelişmiş ticari ilişkiler nedeniyle Uygur ülkesinde rahat bir hayat süren Sogdlular Uygurlar arasında Maniheizmi yaymışlardır. Çinde de yaygın olan Mani dini Uygurların Çin ile olan ticari ilişkilerini geliştirmiştir. Esasen 751 Talas savaşından sonra Uygur Kağanı Moyançur- (Bayanların diyen de vardır) Çin üzerinde etkili olmuştur.
Ancak Cengiz’in işgal ettiği Uygur ülkesinde artık din olarak, Karahanlılar döneminde yayılmış olan İslamiyet hakimdir.
Velhasıl Moğolların işgal ettiği bu eski Türk yurtlarında genelde İslamiyet hakimdir.
Bilindiği üzere Karahanlılar Türk kültürünü yaşatmak için ciddi mücadele vermiştir.
Moğollar korkunç Türk katliamları yapmıştır. Bu dönem epey karanlıktır. Çünkü Moğolları en çok tahrip ettikleri yerlerden birisi de kütüphanelerdir.

Moğollar, Türklerin tarihinde olumlu bir vaka olarak kabul edilebilir mi derseniz, şu yönden edilebilir. Moğol saldırıları Anadolu’daki Türkleşme yönünden değer taşır. 1071 sonrası Anadoluya gelen Türk nüfus bir kaç yüz yol süren Haçlı Seferleri ve Bizansla mücadele nedeniyle azınlığa düşmek durumunda kalmıştır.
Türklerin verdiği hürriyet ve sağladığı huzur Anadolu’daki Gayrimüslim nüfusun hızla artmasına da yol açmıştı.
İşte Moğol katliamlarından kaçan Türkler akın akın Anadoluya sığınmışlar ve nüfus Türklerin lehine gelişmiştir.
Bu kaçkınlardan birisi de Kayı boyu idi.

Tarihte hiç bir devlet Moğollar kadar Türk kanı dökmemiştir.
Moğol imparatorluğunun parçalanma süreci içerisinde Türk devletlerine evrilmesinin nedeni Moğolların yetersiz ilkel kültürlerinin işgal ettikleri topraklardaki Türk İslam medeniyeti karşısında erimesidir. Elbette nüfus yoğunluğunun da oldukça yetersiz kalması önemli bir faktördür.

Bazı çevreler tarafından Moğol katliamları büyük ölçüde çarpıtılarak Arap-İslam katliamları olarak anlatılmaktadır.

GHA – Genel Yayın Yönetmeni
Mehmet Açık

1
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Mehmet Açık’ın kaleminden; “BUGÜN DE BİRAZ TARİH KONUŞALIM”

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Giriş Yap

Güncel Haber Ajans ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin