Türkiye 3. kez Cumhurbaşkanlığı ve 28. kez Milletvekili seçimlerine gidiyor.
Kaldı son bir hafta..
Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci yüzyılının yol haritasının belirlenmesi açısından son derce önemli bir seçime doğru ilerlerken, vatandaşlar da seçimin öneminin farkında olmakla birlikle, sandığa gitme noktasında kararlı. Şahsen seçimlere rekor bir katılım olacağını öngörüyor, umut ediyorum.
Bu seçim, farklı seçim..
Seçim takviminin yayınlandığı ve maratonun başladığı andan bu yana ülkece kendimizi bir “seçim” havasında hissetmedik/hissedemedik bir türlü. Gerek depremin yarattığı etki, gerekse de meydanlarda yürütülen seçim propagandasının, çağın zorunlu kıldığı sosyal medya akımı üzerinden yürütülmesi o havanın esmemesinde etkili oldu.
Mersin bir hafta içinde bir çok siyasi ismi ağırladı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı Yavaş, İyi Parti Lideri Akşener, Cumhurbaşkanı Adayı Kılıçdaroğlu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan.. Son düzlükte ülke siyasetinin baş aktörlerinin Mersin’de boy göstermesi, Mersin’in seçimlere etkisinin tartışmasız bir göstergesi. Türkiye’nin laboratuarı olan Mersin’de söylenen her bir söz, ülke genelinde yansıma bulur, buldu da..
Bu seçim tüm Türkiye için olduğu gibi, Mersin için de son derece önemli bir seçim..
Mersinliler, “hak ettiği” yatırımların kentle buluşmasını istiyor.. Kentin siyasileri, dinamikleri, ekonomi dünyası, STK’ları tarafından sık sık dile getirilen ancak merkezi hükümet taraftan bir türlü karşılık bulmayan kentin talepleri, artık halka kadar inerek, bir bütüncül ses haline geldi… Adı Büyükşehir Mersin’in.. Büyükşehirlerde metrolar, raylı sistemler, ultra konforlu yollar, havaalanı, meydanlar olur. Hele ki Mersin gibi çok bileşenli sektörlerin bulunduğu ve her bir sektörde ayrı ayrı kalkınma parolalarının saklı olduğu kentte, yerel yönetimler kabiliyetlerinin üstünde performans sergilese de, merkezi hükümetten destek almadan o şifrelerin işlenmesinde güçlük çekiyor.
Kentin sorunları noktasında halkın çözüm talebi yankısı bu denli büyürken, parti farkı gözetmeksizin göreve gelen her bir vekil adayının ortak paydası “Mersin” olmalı.. Mersin’in aç olduğu ve artık doymak istediği hizmetlerin bir an evvel çözüme kavuşması noktasında her birine büyük sorumluluklar yüklenecek.
Mersin’in dünya kenti olma potansiyeline sahip bir kent olduğu bilincinden hareketle, halen kentin modernleşmesi için dahi atılacak adımların böylesine öksüz kalması, kentlilerin sandığa gitme arzusunu tetikleyen önemli bir faktör.
Seçilecek olan vekillerin, kentin çıkarlarını önceleyerek adım atmaları, söz konusu “Mersin” olduğunda genel politika ile yereldeki politikayı karıştırmamaları, Mersin’e öncelikle halihazırda “hakkı olan” yatırımları getirme ve akabinde “Dünya Kenti Mersin” ekseninde projeler üretme beklentilerini karşılamaları, kentin ve kentlilerin öncelikli talebidir.
GHA – İstihbarat Servisi
Nihal Taş
