GHA – Güncel Haber Ajansı | Ankara – Kırıkkale
Ankara’nın Sincan ilçesinde meskûn mahalde hız sınırını aşarak ehliyetsiz motosiklet kullanan gençlerin çarpması sonucu hayatını kaybeden Ali Özcan davasında kamuoyunu sarsan bir karar çıktı. Şüpheli sürücüler hakkında tutuksuz yargılama kararı verilmesi, başta ailesi olmak üzere toplumun geniş kesiminde adalet sistemine güven tartışması başlattı.
Özellikle, kazanın ardından bir ay yoğun bakımda kalan ve beyin kanaması sonucu hayatını kaybeden Ali Özcan’ın oğlu, Karar Partisi Gençlik Kolları Başkanı Mehmet Özcan, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, “Ehliyetsiz sürüp, 100 km hızla bir insanı hayattan koparıp elini kolunu sallayarak dolaşmak hangi hukuka sığar?” diyerek karara tepki gösterdi.
Tutuksuz Yargılama Kararı: “Toplumun Adalet Algısını Sarsıyor”
Sincan Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, motosikletli iki şüpheli hakkında “Taksirle ölüme sebebiyet verme” suçundan işlem başlatıldı. Ancak soruşturma aşamasında tutuklama tedbiri uygulanmadı. Mahkeme, her iki şüphelinin adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasına karar verdi.
Hukukçular ise verilen kararı “mevcut yasal çerçeveye uygun olabilir ancak kamu vicdanını tatmin etmeyen bir uygulama” olarak değerlendirdi. Trafik kazalarında özellikle “ölümle sonuçlanan olaylarda ehliyetsizlik ve hız sınırı ihlali” gibi ağır kusurların dikkate alınarak tutuklu yargılama yapılmasının toplumsal barış adına daha uygun olacağı vurgulanıyor.
Mehmet Özcan: “Sadece Babam İçin Değil, Herkes İçin Konuşuyorum”
Karar Partisi Gençlik Kolları Başkanı Mehmet Özcan, süreci hem hukuki hem de siyasi boyutta takip ettiklerini belirterek şu açıklamalarda bulundu:
“Bugün benim babamdı, yarın başkasının evladı, kardeşi, dedesi olabilir. Bu insanlar sadece ‘trafik kazası’ deyip geçilecek kadar sıradan ölümler yaşamıyor. Hız yapan, ehliyetsiz, bilinçsiz insanların sorumsuzluğu can alıyor. Bu davada verilen tutuksuz yargılama kararı, sadece bize değil, adalete inanan herkese bir saygısızlıktır.”
Özcan, “Adalet mücadelemiz sürecek. Gerekirse hukuki reform için TBMM’ye başvuracağız” diyerek, benzer olayların tekrar etmemesi adına mücadele çağrısında bulundu.
Hukuki Tartışma: “Kasten Adam Öldürme mi, Taksir mi?”
Hukuk çevrelerinde kazanın niteliği de tartışma konusu oldu. Bazı ceza hukukçuları, olayda bilinçli taksir ya da kasten öldürme suçunun unsurlarının oluşabileceğini savunarak dosyanın yeniden değerlendirilmesi gerektiğini dile getirdi. Özellikle:
• Ehliyetsiz sürüş,
• Meskûn mahalde hız sınırının 2 katına çıkılması,
• Mahalle arasında yarış yapılması
gibi unsurların, klasik bir “trafik kazası” değil, “bilinçli bir risk alma sonucu ölüm” olarak değerlendirilmesi gerektiği yönünde yorumlar yapılıyor.
Toplumsal Tepki: “Adaletin Dengesi Nerede?”
Kazayla ilgili haberlerin ardından sosyal medya ve yerel basında “Adalet nerede?”, “Bu mudur caydırıcılık?”, “Yarın başka biri ölünce mi tutuklanacaklar?” gibi yorumlar gündeme geldi. Özellikle trafik kazalarının sık yaşandığı bölgelerde yaşayan vatandaşlar, hız, ehliyetsizlik ve yetersiz denetim konusunda daha sert önlemler alınmasını istiyor.
GHA – Güncel Haber Ajansı | Adaletin İzini Süren Haber Merkezi