ANKARA
Etimesgut’ta geçtiğimiz Mart ayında yaşanan trajik olayda, 31 yaşındaki fizyoterapist Şeyma Gökçe 14. kattaki bir apartman dairesinden düşerek yaşamını yitirmişti. Olay başlangıçta intihar olarak kayıtlara geçti; ancak soruşturmayı derinleştiren savcılık, genç kadının ölümünün kaza ya da intihar değil, planlı bir cinayet olduğuna kanaat getirdi.
Hazırlanan iddianamede, sanık Hüseyin Uyucu’nun, Şeyma Gökçe’ye uyuşturucu madde vererek bilincini zayıflattığı, ardından da onu evin penceresinden aşağı attığı belirtildi. Bu kapsamda Uyucu hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis talep edildi.
Adli Bulgular: Zehirli Planın Detayları
Adli Tıp raporlarına göre, Şeyma Gökçe’nin kanında uyuşturucu madde tespit edildi. Bu bulgu, savcılığın iddiasını güçlendiren temel delillerden biri oldu. İddianamede şu ifadeler yer aldı:
“Sanık, maktuleye uyuşturucu madde vererek iradesini ve direncini zayıflatmış, ardından fiziksel olarak savunamayacak duruma gelen mağdureyi yüksekten aşağı atmak suretiyle ölümüne neden olmuştur.”
Ayrıca evin içinde yapılan kriminal incelemede kırık camlar, kan izleri ve boğuşma belirtileri bulundu. Bu da olayın kaza veya kendiliğinden gelişen bir düşme olmadığını ortaya koydu.
Tanıklar Ne Dedi?
Olay günü apartman sakinlerinden bazıları, daireden yükselen tartışma seslerini duyduklarını söyledi. Olay saatinden hemen önce daireden bir kadın çığlığı geldiğini, ardından “sert bir cisim düşme sesi” duyduklarını ifade ettiler. Dairenin kapısının açılmaması üzerine polis çilingir çağırdı ve içeriye girdiğinde Uyucu’nun yatakta olduğunu, dairenin ise darmadağın halde bulunduğunu kaydetti.
Sanığın Savunması: “Hatırlamıyorum”
Sanık Hüseyin Uyucu, olay günü kahvaltı sırasında tartıştıklarını, ardından kendisinin uyku ilacı alarak uyuduğunu, Gökçe’nin ne zaman ya da nasıl düştüğünü hatırlamadığını ileri sürdü. Ancak savcılık, Uyucu’nun ifadesini çelişkili ve inandırıcılıktan uzak buldu.
Anne Günnur Ç.: “Kızım Yaşamak İstiyordu”
Acılı anne Günnur Ç., kızının olaydan önce uyuşturucuya zorlandığını ve psikolojik şiddete maruz kaldığını iddia etti:
“Kızım hayat doluydu, hedefleri vardı. Bu adam önce kızımı bağımlı hale getirdi, sonra da hayatını elinden aldı. Bu bir intihar değil, planlı bir cinayet.”
Gökçe ailesi, olayın aydınlatılması ve adaletin tecelli etmesi için kamuoyuna çağrıda bulundu.
Kadın Örgütlerinden Çağrı: ‘Sessiz Kalma, Hesap Sor’
Kadın cinayetlerine karşı mücadele yürüten çok sayıda sivil toplum kuruluşu, olayın başından itibaren süreci yakından takip ediyor. Şeyma Gökçe’nin ölümü, Türkiye’de benzer yöntemlerle işlenmiş ve örtbas edilmek istenmiş kadın ölümlerini yeniden gündeme taşıdı.
Kadın Dernekleri Federasyonu’ndan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Uyuşturucuyla iradeleri kırılan, yalnızlaştırılan ve sonunda yaşam hakları ellerinden alınan kadınların sesi olmaya devam edeceğiz. Şeyma’nın hesabı sorulana kadar bu davanın takipçisiyiz.”
Yargı Süreci: Ağır Ceza Mahkemesi Devrede
Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame, Ankara Batı 6. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunuldu. Mahkemenin iddianameyi kabul etmesi halinde, sanık Hüseyin Uyucu önümüzdeki günlerde hâkim karşısına çıkacak.
Savcılık, Uyucu’nun “beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiyi kasten öldürme” suçunu işlediği gerekçesiyle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası almasını talep ediyor.
Toplumun Sınavı: Şeyma İçin Adalet Arayışı
Bu dava, yalnızca Şeyma Gökçe’nin değil; Türkiye’de hayatını kaybeden ve cinayetleri “şüpheli intihar” olarak kapatılmaya çalışılan tüm kadınların davası olarak görülüyor. Toplumun her kesiminden “adil ve şeffaf yargılama” çağrısı yükselirken, hukuk sürecinin etkili işletilmesi bu davada kamu vicdanı açısından belirleyici olacak.
Haber: Güncel Haber Ajansı (GHA)