GHA – EKONOMİ | ÖZEL DOSYA
Türkiye’nin Dış Ticaret Açığının Sebebi Uzak Doğu Ülkeleri: İşte Açığı Dengeleyecek Formül
Türkiye’nin kronikleşen dış ticaret açığı, 2024 verilerine göre yeniden yükselişe geçti. Ticaret Bakanlığı ve TÜİK tarafından açıklanan verilere göre geçen yıl dış ticaret açığı 106 milyar dolara ulaşırken, bu açığın en büyük bölümünü Uzak Doğu ülkeleriyle yapılan ithalat oluşturdu. Özellikle Çin, Güney Kore, Vietnam ve Tayvan gibi ülkelerle olan ticaret dengesi Türkiye aleyhine ciddi bir tablo sergiliyor.
Uzak Doğu ile Ticaret Dengesi Türkiye Aleyhine
2024 yılında Çin ile yapılan ticarette açık 40 milyar dolar seviyesine ulaşırken, Güney Kore ile 8, Vietnam ile 6, Tayvan ile 4 milyar dolarlık açık oluştu. Bu ülkelerden yoğun şekilde cep telefonu, bilgisayar, otomotiv yedek parçaları, elektrikli ev aletleri ve sanayi makineleri gibi yüksek katma değerli ürünler ithal edilirken, Türkiye’nin bu pazarlara ihracatı çok sınırlı kalıyor.
Uzmanlara göre bu durum, Türkiye’nin sanayi altyapısındaki dışa bağımlılığı ve teknolojik ürünlerde yerli üretimin yetersizliğinden kaynaklanıyor.
Yerli Üretim ve Sanayileşme Yetersiz Kalıyor
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, Türkiye’nin toplam ihracatında tarım ve düşük teknoloji ürünlerinin payı yüzde 52 seviyesinde. Buna karşın ithalatın büyük bölümünü yüksek teknoloji ve ara mamuller oluşturuyor. Bu dengesizlik, sadece cari açığı değil, üretim zincirinde dışa bağımlılığı da artırıyor.
Ekonomist Prof. Dr. Mehmet Yılmaz konuyla ilgili şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Türkiye, sadece döviz kazandırıcı hizmetler ve emtia ihracatıyla bu açığı kapatamaz. Çözüm, yüksek teknoloji ürünlerinde üretim altyapısının geliştirilmesi, AR-GE yatırımlarının artırılması ve sanayinin dijital dönüşümüdür.”
Üç Ayaklı Dengeleme Formülü
Ekonomi çevreleri ve sektör temsilcileri, dış ticaret açığını kalıcı biçimde azaltmak için üç ayaklı bir strateji öneriyor:
1. Yerli Üretim ve Katma Değerli Sanayi
Savunma sanayii, ilaç, medikal cihazlar, yazılım ve elektronik gibi stratejik sektörlerde yerli üretimin teşvik edilmesi. Devlet destekli teknoloji kümeleri kurulması ve özel sektöre uzun vadeli teşvik verilmesi.
2. İhracatın Coğrafi ve Sektörel Çeşitlendirilmesi
Avrupa Birliği’ne bağımlı ihracat yapısı yerine, Afrika, Orta Asya, Latin Amerika gibi alternatif pazarlara yönelim. Tarım ürünleri yerine daha fazla sanayi ve teknoloji ürünü ihracatı. Ayrıca, ihracatçının bürokrasi yükünün hafifletilmesi.
3. Ticaret Anlaşmalarının Yeniden Şekillendirilmesi
Türkiye’nin Gümrük Birliği anlaşması gibi mevcut ticari bağlarının revize edilmesi. Uzak Doğu ülkeleriyle yapılan ithalatın kontrol altına alınması için gümrük vergileri ve kota uygulamalarının değerlendirilmesi. Yerli üretimi koruyacak vergi düzenlemeleri ile yeni stratejik ticaret ortaklıklarının geliştirilmesi.
Hükümetten Yeni Paket Sinyali
Ekonomi yönetimi, yılın ikinci yarısında “Dış Ticaret Dengeleme Paketi” adı altında yeni bir ekonomi programı açıklamaya hazırlanıyor. Programda özellikle elektronik ürünlerde yerlileştirme, ithalatı sınırlayıcı vergi düzenlemeleri ve stratejik yatırım destekleri gibi başlıkların yer alacağı belirtiliyor.
Ayrıca kamu alımlarında yerli malı kullanımının zorunlu hale getirilmesi, yerli üreticilerin teşviklerle korunması ve AR-GE yatırımlarına ayrılan bütçenin artırılması da gündemde.
Sonuç: Sorun Yapısal, Çözüm Stratejik
Türkiye’nin dış ticaret açığı sadece geçici ekonomik dalgalanmalardan değil, yapısal üretim sorunlarından kaynaklanıyor. Uzak Doğu ülkelerine karşı verilen dış ticaret açığı ise bu yapısal zafiyetin en çarpıcı göstergesi. Kalıcı çözüm için üretimde, ihracatta ve ticaret diplomasisinde çok yönlü bir dönüşüm şart.
GHA – Güncel Haber Ajansı