Muğla’nın Bodrum ilçesi, bu yıl sanat ve edebiyat dünyasının kalbinin attığı bir etkinliğe ev sahipliği yaptı.
Livaneli Vakfı öncülüğünde düzenlenen IV. Uluslararası Akdeniz Edebiyat Günleri, sinemanın zarafetiyle edebiyatın derinliğini bir araya getirdi. Etkinlik bu yıl, Türk sinemasının unutulmaz ismi Filiz Akın’a ithaf edildi. 82 yaşında hayatını kaybeden usta sanatçı, anma töreniyle saygıyla yad edildi.
Sanatın Hafızası: Filiz Akın
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci, Filiz Akın’ın Türk sinemasına kattığı değerleri ve iz bırakmış duruşunu şu sözlerle ifade etti:
“Etkinliğimiz bu yıl Türk sinemasının unutulmaz sanatçısı Filiz Akın’ın anısına düzenleniyor. Onun sanata kattığı zarafet, duruş ve disiplini her zaman minnetle anacağız. Bu yıl ayrıca aramızda yine çok özel bir isim var. Türk sinemasının sultanı Türkan Şoray’ı ağırlamak bizim için onur verici. Kendisini yalnızca bir sanatçı değil, Bodrum’un da bir parçası olarak görüyoruz. Sanatın iyileştirici, birleştirici ve dönüştürücü gücüne inancımızla, bu anlamlı günleri birlikte kutluyoruz.”
Müjdat Gezen’den Sanatın Gülümseten Yüzü
Programın ilk bölümünde sahne alan usta tiyatrocu Müjdat Gezen, izleyicilere hem düşündüren hem de tebessüm ettiren bir sohbet sundu. Gezen’in yaşamından anekdotlar ve sanat serüveniyle harmanlanan anlatımı, izleyicilerden büyük alkış aldı. Gezen, “Sanat sadece sahne değildir, insanın kendine ve başkasına ayna tutmasıdır.” diyerek genç sanatçılara ilham verdi.
Zülfü Livaneli: “Sanat, toplumun vicdanıdır”
Müjdat Gezen’in ardından söz alan müzisyen, yazar, senarist ve yönetmen Zülfü Livaneli, sanatın tarih boyunca üstlendiği işlevlere dikkat çekti. “Sanat, bireyin olduğu kadar toplumun da ruhunu iyileştirir. Özellikle bugünlerde, edebiyatın ve sinemanın sesi, vicdanımızın sesi olmalıdır.” ifadelerini kullandı.
Türkan Şoray ile Efsanevi Sohbet
Etkinliğin ikinci bölümünde, yönetmenliğini Türkan Şoray’ın yaptığı ve Yaşar Kemal’in aynı adlı romanından uyarlanan 1981 yapımı “Yılanı Öldürseler” filminin özel gösterimi yapıldı. Gösterimin ardından sahneye çıkan Türkan Şoray ve Zülfü Livaneli, sinema üzerine söyleşi gerçekleştirdi. Sohbet, yalnızca sinema tarihi üzerine değil; oyunculuğun duygusal boyutları, edebiyatın sinemaya katkısı ve geçmişle bugünün sinema dili üzerine derin analizlerle devam etti.
Türkan Şoray konuşmasında, “Her film bir hayattır ve biz oyuncular bu hayatları taşırız. Yaşar Kemal’in kaleminden çıkan bir dünyayı perdeye yansıtmak, benim için onurdur.” dedi.
Edebiyat ve Sinema Panelinde Düşünsel Derinlik
Söyleşinin ardından düzenlenen panelde oyuncu Kaan Çakır, Ahmet Mümtaz Taylan, Barış Atay ve senarist Şükrü Necati Şahin’in katılımıyla soru-cevap bölümü gerçekleştirildi. Edebiyatın sinemaya nasıl yön verdiği, senaryo yazımında dilin gücü, karakter derinliği gibi başlıklar altında verimli bir tartışma ortamı oluştu. Katılımcılar, edebi eserlerin görsel dile dönüşüm sürecini kendi deneyimleriyle anlattı.
Yeşilçam’a Saygı Sergisi
Etkinlik kapsamında bir de özel sergi sanatseverlerle buluştu. Yeşilçam dönemine ait klasik film afişleri, ressam İbrahim Enez’in yağlı boya çalışmalarıyla yeniden hayat buldu. Sanatçı, Türk sinemasının simge afişlerini resmettiği eserlerinde nostaljiyle çağdaş yorumu buluşturdu. Nejdet Arkın’ın özel koleksiyonunda yer alan bu 40 afiş, ilk kez Akdeniz Edebiyat Günleri’nde sergilendi.
Sergi alanında ayrıca, geçmişten günümüze sinema teknolojisinin gelişimini yansıtan nostaljik film makineleri ve ses cihazları da yer aldı.
Geleneksel Aile Fotoğrafıyla Final
Yoğun ilgi ve katılımla geçen IV. Uluslararası Akdeniz Edebiyat Günleri, gün sonunda tüm konukların katılımıyla çekilen geleneksel aile fotoğrafı ile sona erdi. Etkinliğe Türkiye’nin farklı illerinden sanatçılar, akademisyenler, yazarlar ve sinema tutkunları katıldı.
Organizatörler, önümüzdeki yıl düzenlenecek beşinci edebiyat günlerinde Akdeniz coğrafyasından daha fazla uluslararası katılımcıyı ağırlamayı hedeflediklerini belirtti.
Güncel Haber Ajansı (GHA)