Derya Morcalı yazdı
Dünyanın gözleri önünde yanan bir coğrafyada yaşıyoruz. Herkesin kendi doğrularıyla konuştuğu ama hakikatin üstünün örtüldüğü bir çağdayız. Kimileri “özgürlük” derken bölücülüğe çanak tutuyor, kimileri “din” kisvesiyle mezhepçilik yapıyor, kimileri de ulusçuluğu ırkçılığa dönüştürerek halkları birbirine düşürüyor. Adına ne derseniz deyin, ister Kürdistancı, ister mezhepçi siyasal dinci, ister ırkçı faşist; hepsi emperyalizmin bir başka yüzüdür.
Bugün bölgemizde akan her damla kanda bu işbirlikçilerin payı vardır. İsrail’in işgal politikalarını alkışlayanlar, Batı’nın bölgedeki çıkarlarını korumak için kendi halkını sırtından hançerleyenler, Filistin’deki zulme sessiz kalanlar ya da bunu meşrulaştıranlar… Onlar aslında yalnızca İsrail’in değil, tüm emperyalizmin gönüllü ortaklarıdır.
Unutulmamalıdır ki bu topraklar; Türk’ün, Kürt’ün, Arap’ın, Fars’ın ve daha nice halkın birlikte yoğrulduğu bir vatan parçasıdır. Bu halklar farklılıklarını zenginlik bilmiş, aynı sofrada ekmek bölmüş, aynı cephede can vermiştir. Şimdi bu halklara nifak tohumları ekenler, bu kardeşliği hedef alanlar tarih önünde hesap vereceklerdir.
Biz görüyoruz. Kimin kimle yan yana durduğunu, kimin hangi odaklara hizmet ettiğini biliyoruz. Ve şunu da biliyoruz ki bu halklar, sizin bütün oyunlarınıza, tuzaklarınıza ve işbirliklerinize rağmen emperyalizme direnecek güce sahiptir.
Zihinler kirletilmiş olabilir, manşetler manipüle edilmiş olabilir, ekranlar satın alınmış olabilir… Ama hakikatin sesi susturulamaz. Çünkü bu coğrafyanın kalbinde hala onur, adalet ve kardeşlik atıyor.
Ey emperyalizmin taşeronları! Bu halklar ne sizi unutur ne de hesabınızı görmeyi erteler. Ne yaparsanız yapın, biz buradayız. Ve son nefesimize kadar direneceğiz.