Türkiye’de yerel basın alarm veriyor. Basın İlan Kurumu’nun (BİK) 2012 yılından bu yana uyguladığı birleşme politikaları ve artan ekonomik zorluklar, yerel gazeteleri kapanma noktasına getirdi.
Resmî ilan gelirlerine bağımlı olarak ayakta duran yerel gazeteler, kağıt ve baskı maliyetlerindeki artış, personel giderleri ve dijitalleşme baskısı nedeniyle birer birer kapanıyor.
“Yerel basın eritiliyor”
İletişim uzmanı Prof. Dr. Süleyman İrvan, yaptığı değerlendirmede, BİK’in uyguladığı politikaların yerel basını erittiğini belirtti.
İrvan, “Resmî ilan gelirleriyle ayakta duran yerel gazeteler, artan maliyetler karşısında birleşme ya da kapanma yoluna gidiyor. Bu durum, yerel demokrasinin en önemli ayağını zayıflatıyor.” ifadelerini kullandı.
Kağıt kokusu yerini sessizliğe bıraktı
Birçok şehirde onlarca yıldır yayın yapan gazeteler, artık yayın hayatına son vermek zorunda kalıyor.
Basın temsilcileri, özellikle son üç yılda baskı maliyetlerinin birkaç kat arttığını, kâğıt ithalatındaki döviz bazlı artışın ise basılamayan sayfaları beraberinde getirdiğini belirtiyor.
Yerel gazeteciler, “Artık sadece haber yapmak değil, gazeteyi basmak bile lüks hale geldi” diyerek yaşanan sürece dikkat çekiyor.
“Bir gazete kapanınca, bir şehir susar”
Basın meslek örgütleri, yerel gazetelerin kapanmasının sadece ekonomik bir kayıp olmadığını, aynı zamanda yerel demokrasinin sesinin de kısılması anlamına geldiğini vurguluyor.
Yerel gazetelerin, halkın sorunlarını, belediye yönetimlerini ve kent gündemini yakından izleyen birer “denetim mekanizması” olduğuna dikkat çekiliyor.
Basın emekçileri destek bekliyor
Basın temsilcileri, hükümetten ve yerel yönetimlerden “yerel medyayı yaşatacak destek programları” talep ediyor.
Özellikle resmî ilan dağıtımında adil düzenlemeler ve yerel gazetelere dijital dönüşüm desteği öne çıkan talepler arasında.
Türkiye genelinde her geçen gün bir yerel gazetenin daha kepenk kapattığı bu dönemde, sektör temsilcileri şu uyarıyı yapıyor:
“Ekonomik şartlar ağırlaştıkça yazılı basın yok oluyor.
Ama yazılı basın yok olursa, halkın sesi de kısılır.”