featured
  1. Haberler
  2. Köşe Yazıları
  3. Her Sese Kulak, Her Yüzeye Mesafe: Gazeteciliğin Vicdani Duruşu

Her Sese Kulak, Her Yüzeye Mesafe: Gazeteciliğin Vicdani Duruşu

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Gazetecilik… Kimileri için sadece haber peşinde koşmak, kimileri için ekranlara çıkıp yüksek sesle konuşmak.

Oysa benim için gazetecilik, hakikatin izini sürmek demek. Bazen bir cümleyi kırk kere düşünerek yazmak, bazen sessizliğin içinden bir gerçeği haykırmak. Her şeyden önce de gazetecilik, ilişki ve mesafe ayarı işidir.

Bu ülkede gazetecilik yapmak, yeri geldiğinde ateşten gömlek giymektir. Tarafların baskısı, kamuoyunun beklentisi, siyasetin gölgesi, ekonomik dengeler… Tüm bunların ortasında dururken sağlam bir ilkeye yaslanmak zorundasınız: Bağımsızlık. Eğer bir gazeteci duruşunu bağımsızlık üzerine inşa etmezse, ya bir tarafın sesi olur ya da herkesin sustuğu noktada susmayı tercih eder. Ben ikisini de reddediyorum.

Yıllardır sahadayım. Masa başında yazılmış raporları değil, sokakta bir annenin gözyaşlarını dinledim. Meclis salonlarında konuşulanları değil, kahve köşelerinde konuşulanları önemsedim. Çünkü gerçek habercilik, yukarıdan aşağı değil, aşağıdan yukarı bakabilmeyi gerektirir. Bunun için de güven kurmak gerekir.

İlişkilerim yaygındır çünkü bu işi yaparken kimseye sırtınızı dönemezsiniz. Herkesi dinlemek zorundasınız. Her sesi kayda almak, her fikri önemsemek, her duyguyu anlamak zorundasınız. Ancak güvenin olduğu yerde bu mümkün olur. Ama dikkat: Güven demek, bağlılık demek değildir. Benim tüm ilişkilerim güvene dayanır ama asla bağımlılık üretmez. İşte tam burada mesafe devreye girer. O mesafeyi korumak, kaleminizi özgür kılar.

Zaman zaman “herkesle görüşüyorsun, bu kadar insanla temas kurmak ne anlama geliyor?” diye soranlar oluyor. Benim cevabım net: Bu ülkede elini sıkmadığım, gözünün içine bakmadığım kimse kalmayacak. Bu bir slogan değil, bir sorumluluk. Çünkü gazeteci; halkı tanımalı, yönetenleri tanımalı, mağduru dinlemeli, suçlananı da. Herkesin hikâyesini bilmeden kimsenin kaderi üzerine yazı yazılamaz.

Bazıları için bu yaklaşım samimiyetsizlik gibi görünebilir. Oysa bu yaklaşımın temelinde tarafsızlık ve hakikate sadakat vardır. Görüşmek, dinlemek, temas etmek… Bunlar yalnızca iletişim yolları değil, aynı zamanda bir vicdani yükümlülüktür.

Bugün geldiğimiz noktada işlerimizi daha da profesyonel bir zemine taşıma zamanıdır. Bu topraklara, bu insanlara olan borcumuz var. Daha doğru haberler yapmak, daha derinlikli analizler sunmak, daha ilkeli yayıncılık yapmak için mücadelemizi sürdürüyoruz. Sıradanlığı reddeden, ezberleri bozan ve gerçeği eğip bükmeden anlatan bir medya anlayışını hayata geçirmek istiyoruz.

Bu yolda çok söz söylendi, çok engel çıktı. Ama hiçbir şey inancımızı değiştirmedi. Çünkü biz kalemimizi kırmadan, vicdanımızı susturmadan ve pusulamızı kaybetmeden ilerlemeyi seçtik.

Son söz olarak şunu söylemek isterim:

Gazetecilik yalnızca bir meslek değil, bir duruştur. Ve bu duruş, ne alkışla büyür ne de tehditle yıkılır. O duruş, içten gelir; sağlam karakterin, doğru niyetin ve hakikat aşkının ürünüdür.

Bu ülke için, bu halk için, çocuklarımızın geleceği için…

Mücadeleye kaldığımız yerden, daha güçlü ve daha kararlı bir şekilde devam edeceğiz.

Saygılarımla,

Mehmet Açık

1
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Her Sese Kulak, Her Yüzeye Mesafe: Gazeteciliğin Vicdani Duruşu
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Giriş Yap

Güncel Haber Ajans ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin