featured
  1. Haberler
  2. Köşe Yazıları
  3. Bilgisiz, Görgüsüz, Duygusuz Kuldan Mezar Taşı Daha Makbul

Bilgisiz, Görgüsüz, Duygusuz Kuldan Mezar Taşı Daha Makbul

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Yazan: Şeref Kocakaya

Anadolu irfanının ve halk ozanlarının yüzyıllardır işlediği bir tema vardır:

İnsanın değerini belirleyen, nefes alıp vermesi değil; eylemleri, ahlakı ve karakteridir.

Aşık Hüdai’nin o sarsıcı dizesi, bu hakikati en yalın haliyle özetler:

“Bilgisiz, görgüsüz, duygusuz kuldan; ölülerin mezar taşı daha makbuldür.”

Bu söz, varoluşun üç temel eksikliğini işaret eder: bilgi, görgü ve duygu…

Ve canlı bir bedenin, neden cansız bir taştan daha değersiz hale gelebileceğinin felsefesini yapar.

“Bilgisizlik” denince çoğumuzun aklına okuma-yazma bilmemek gelir. Oysa Hüdai’nin kastettiği, bundan çok daha derindir. Bilgisizlik, aklını kullanmayı, düşünmeyi, öğrenmeyi reddeden bir zihinsel tembelliktir.

Cehalet, insanı gerçeklikten koparır; onu kolayca yönlendirilen, kandırılan, eleştirel düşünceden uzak bir varlığa dönüştürür. Böyle bir insanın ne kendisine ne topluma faydası olur.

Cehaletin doğal sonucu ise görgüsüzlüktür.

Görgüsüzlük sadece kabalık değildir; sosyal zekâdan, nezaketten, ortak yaşam kültüründen yoksunluktur.

Bilgisizliğin beslediği bu görgüsüzlük, bireyi toplum için potansiyel bir yüke dönüştürür. Çünkü varlığı, çevresindeki yaşam kalitesini düşürür. Bilgiden ve zarafetten yoksun bir hayat, kimseye değer katamaz.

Ama üç yoksunluğun en acısı ve en tehlikelisi duygusuzluktur.

Bilgi eksikliği eğitimle giderilebilir, görgü terbiyeyle kazanılabilir; ama duygusuzluk, insanın kalbini çürütür.

Empati, merhamet ve vicdan duygularından yoksun bir insan, toplumun ortasında yalnız bir enkazdır.

Duygusuz kul, sadece kendisi için yaşar.

Başkasının acısını hissetmez, haksızlığa karşı kördür, toplumsal vicdanın sesini duymaz.

Bu durum, insanı ahlaki bir ölüme sürükler.

Bedeni yaşasa da, ruhu ölmüştür.

Peki neden ölülerin mezar taşı, bu üç eksikliği taşıyan bir canlıdan daha makbuldür?

Çünkü mezar taşı, cansız olmasına rağmen anlam taşır.

Kimseye zarar vermez.

Sessizdir, ölçülüdür.

Üzerindeki yazılarla gelip geçene hayatın faniliğini, zamanın kıymetini, ölümün kaçınılmazlığını hatırlatır.

O, sessiz bir vaizdir.

Mezar taşı, bir anının, bir vefanın sembolüdür.

Yaşayanlara, “Sen de bir gün burada olacaksın” der; insanı kibirden, hoyratlıktan, gafletten uzaklaştırır.

Oysa bilgisiz, görgüsüz ve duygusuz kul, hayatın anlamına dair hiçbir şey üretmediği gibi, varlığıyla sadece bir gürültü, bir kirlilik ve bir yüke dönüşür.

Canlıdır ama manen ölüdür.

Toplumsal hayata katkısı yoktur, hatta çoğu zaman negatiftir.

Aşık Hüdai’nin bu dizesi, aslında bir eleştiriden çok bir davettir.

İnsana der ki:

“Nefes alıyor olman yetmez!”

Değerli olmak; aklı, ahlakı ve kalbi birlikte kullanmayı gerektirir.

Bilgiyi görgüyle, görgüyü vicdanla harmanlayabilen insan, kâmil insandır.

Aksi halde, varlığı ile yokluğu arasında fark kalmaz.

Ve cansız bir taş, o insanın önüne geçer. Çünkü taş bile, sessizliğiyle bir anlam taşır.

Ne güzel demiş Hz. Ali efendimiz:

“Kula faydası olmayan insanı, ölülerden say gitsin…”

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Bilgisiz, Görgüsüz, Duygusuz Kuldan Mezar Taşı Daha Makbul
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Giriş Yap

Güncel Haber Ajans ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin