Mehmet Aslantaş yazdı
Türkiye aylardır aynı nakaratla oyalanıyor:
“PKK silah bıraktı… Bırakıyor… Artık bitme noktasında…”
Oysa sınırın hemen ötesinde, sessiz ama derin bir hazırlık sürüyor.
Suriye’nin kuzeyinde, PKK/YPG/SDG adı altında şekillenen yapı, sözde “Şam ordusuna entegre edilecek” haberleriyle süslenirken, perde arkasında çok daha büyük bir plan uygulanıyor.
Gerçek şu:
ABD, PKK’yı Suriye’de altı tümen gücünde, 85 bin silahlı unsurlu düzenli bir orduya dönüştürdü.
Ve bu ordu, sadece “terörle mücadele” bahanesiyle değil, yeni bir devletin kurucu gücü olarak tasarlanıyor.
Amerikan senaryosu adım adım işliyor
Washington’un niyeti açık.
Suriye’nin kuzeyinde kurulacak bu yapıya, federatif veya özerk bir statü verilecek.
Sonrasında, Irak’ın kuzeyindeki “Kürdistan Bölgesel Yönetimi” ile birleşik bir kuşak oluşturulacak.
Bu kuşak, Doğu Akdeniz’e kadar uzanacak bir “Amerikan koridoru” anlamına geliyor.
Yani mesele yalnızca Suriye ya da PKK değil;
mesele, Ortadoğu’nun kalbine Amerikan üssü yerleştirme projesidir.
Türkiye’nin tezi zayıflatılıyor
Ankara uzun süredir, “Suriye’nin toprak bütünlüğü” tezine sarılıyor.
Ancak sahada bu tezin karşılığı kalmadı.
Suriye, fiilen üçe bölünmüş durumda:
Bir yanda Esad yönetimi, diğer yanda muhalifler, kuzeyde ise ABD korumasındaki SDG.
Trump döneminde başlayan bu proje, Biden yönetimiyle sistematik bir hâl aldı.
Yani Washington, “PKK silah bırakıyor” propagandasıyla Türkiye’yi oyalarken, sahada “devlet kurma” zeminini inşa ediyor.
Yeni model: Silahsız terörist, ordulu devlet
PKK’nın Türkiye içinde “silah bırakması”, ABD açısından zaten bir kayıp değil.
Çünkü amaç, teröristleri “ordu kimliği” altında meşrulaştırmak.
Bugün “SDG” diye tanımlanan yapı, yarın “Kuzey Suriye Güvenlik Gücü” veya “Suriye Demokratik Ordusu” adını alabilir.
Unutmayalım, isimler değişse de ideoloji aynı, komuta zinciri aynı kalıyor.
Sonuç: En Amerikan yanlısı ülke
ABD’nin Ortadoğu’da kurmak istediği düzenin merkezinde bu yeni yapı var.
Bölgede hem İsrail’e kara bağlantısı sağlayacak, hem İran’ı çevreleyecek, hem de Türkiye’yi güneyden baskı altında tutacak.
Bu yapıya verilecek her parça toprak, ABD’ye sadık bir “yapay devlet”in temellerini atacak.
Ve o devlet, tıpkı Afganistan’daki gibi “Amerikan askerinin kanı”yla değil,
yerel milislerin eliyle kurulacak.
Yani “en Amerikan yanlısı ülke”nin vatandaşları, farkında olmadan başkalarının bayrağı için savaşacaklar.
Türkiye bu gerçeği görmek zorunda.
Suriye’nin kuzeyinde şekillenen tablo, sadece bir terör meselesi değil,
jeopolitik bir kuşatmadır.
“PKK silah bıraktı” demekle değil,
ABD’nin kurduğu yeni düzeni çözmekle bu kuşatma kırılabilir.




