featured
  1. Haberler
  2. Köşe Yazıları
  3. Başkalarının Kusurlarında Kendi Ayıbını Saklamak…

Başkalarının Kusurlarında Kendi Ayıbını Saklamak…

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

( Şeref Kocakaya )…

​Hayatımızdaki en keskin ve çarpıcı gözlemler genellikle birkaç kelimeye sığar. 

“Kendi ayıbı ile yüzleşmeyen, elinde fener ile senin gölgende kusur arar” sözü de tam olarak böyledir; insan psikolojisinin en derin ve karmaşık savunma mekanizmalarından birini, toplumsal etkileşimlerimizin çarpık bir döngüsünü veciz bir şekilde özetler. 

Bu söz, aslında kendi iç dünyasıyla hesaplaşmaktan kaçınan bireyin, bu kaçışı sürdürmek için başkalarını sürekli yargılama ve eleştirme yolunu nasıl seçtiğini anlatır.

​Ayıp, bu bağlamda sadece ahlaki bir kusuru değil, aynı zamanda kişinin farkında olduğu ama kabul etmekten utanç duyduğu tüm kişisel hataları, eksiklikleri, başarısızlıkları veya zayıf karakter özelliklerini ifade eder. Kendi ayıbıyla yüzleşmek, bir insanın egosu için belki de en zorlu görevdir. Zira bu yüzleşme; mükemmeliyetçi beklentilerin yıkılması, kendi yetersizliklerinin kabulü ve belki de en önemlisi, “ben sandığım kişi değilim” gerçeğiyle tanışmak demektir.

Gölge, kişinin bilinçli olarak reddettiği, görmezden geldiği ama yine de kendi içinde var olan özelliklerin toplamıdır. İnsan, bu gölge yanlarını aydınlatmak ve onları kişiliğin bir parçası olarak kabul etmek yerine, onlardan kaçmayı seçtiğinde, fenerini dışarıya çevirir.

​Kendi içindeki kusuru kabul edemeyen kişi, bilinçaltının bir savunma mekanizması olan yansıtma (projeksiyon) yolunu kullanır. Elindeki fener, işte bu yansıtmanın aracıdır. Bu fenerin ışığı ne kadar parlaksa, yani eleştiri ne kadar titiz ve ısrarcıysa, kişinin kendi içindeki karanlık o kadar yoğundur.

​Bir kişi başkalarında en çok rahatsız olduğu kusurları, genellikle kendisinin en çok gizlemeye çalıştığı kusurlardır. 

Örneğin, kendi hayatında dağınık ve tembel olduğunu kabul etmekte zorlanan biri, meslektaşlarının küçük bir ihmalini devasa bir kusur gibi feneriyle aydınlatır. Başkasının gölgesindeki bu kusur arayışı, kişiye geçici bir rahatlama sunar. Zira başkasının kusurunu büyüterek, kendi kusurunun üzerindeki odağı ustaca kaldırmış ve kendini o an için “daha ahlaklı,” “daha düzenli” ya da “daha iyi” hissetmiştir.

​Bu yargılayıcı ve kusur arayıcı davranış, yalnızca bireyin kendi iç huzurunu bozmakla kalmaz, aynı zamanda çevresiyle kurduğu ilişkileri de zehirler. Sürekli feneriyle gezen biri, çevresinde bir güvensizlik ortamı yaratır. İnsanlar, her an yargılanma ve küçük hatalarının abartılma tehlikesi altında oldukları için kendilerini rahat hissedemez, daima savunmada kalır ve samimi bir ilişki kurmaktan kaçınır.

​Dahası, bu durum derin bir empati eksikliğine yol açar. Kendiyle yüzleşmekten kaçınan kişi, başkalarının zorluklarına ve insani kusurlarına karşı da anlayış göstermekte zorlanır. Çünkü onun için kusur, gizlenmesi gereken bir zayıflıktır ve kendisi bu “zayıflığa” karşı savaşırken, başkasına hoşgörü göstermeyi bir lüks olarak görür. 

​Çözüm için gerçek cesaret, dışarıdaki kusurları tespit etmekte değil, kişinin kendi içine dönüp hatalarıyla dürüstçe yüzleşmesinde yatar. Kendi ayıbı ile yüzleşmek, bir mağlubiyet değil, kişisel gelişimin en büyük zaferidir.

​Bu süreç, yargılamayı bırakıp öz şefkati kucaklamakla başlar. İnsani olmanın kusurlu olmak anlamına geldiğini kabul etmek, kendi hatalarımızı reddetmek yerine onları bir öğrenme fırsatı olarak görmek, fenerin ışığını doğru yere yönlendirmektir. Kendi kusurlarımızı kabul ettiğimizde, başkalarınınkine karşı da daha anlayışlı ve hoşgörülü olabiliriz.

​Kendiyle barışık bir birey, eleştiriyi yıkıcı bir silah olarak değil, yapıcı bir geri bildirim aracı olarak kullanır. Artık feneri, başkalarının gölgesini karanlık göstermek için değil, ortak insanlık deneyimimizi aydınlatmak ve geliştirmek için kullanır.

​Velhasılı, hepimiz kendi gölgelerimizde yaşarız. Bu gölgelerden kaçmak için başkasının üzerindeki kusur arama fenerini kullanmak, geçici ve sahte bir üstünlük yanılsaması verir. En değerli fener, başkasının gölgesini değil, kişinin kendi iç dünyasındaki karanlık köşeleri aydınlatan öz farkındalık feneridir. 

Çünkü ancak kendi ayıbımızla yüzleştiğimizde, hem kendimizle hem de dünyayla gerçek anlamda barışabiliriz.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Başkalarının Kusurlarında Kendi Ayıbını Saklamak…
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Giriş Yap

Güncel Haber Ajans ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin