Ekonomide Derinleşen Kırılganlıklar
Ekonomi Servis Müdürü – Erhan Arslan
Yılın ilk sekiz ayında 994 şirketin konkordato talebinde bulunması, sadece rakamsal bir veri değil; ekonomideki kırılganlıkların artık saklanamayacak kadar görünür hale geldiğinin kanıtı.
Ekonomiyi ayakta tutan üç temel dinamik vardır: enflasyon, faiz ve istihdam. Bugün bu üçü de farklı açılardan ciddi sorunlarla karşı karşıya.
Enflasyonun Bedeli
Yüksek enflasyon, yalnızca halkın alım gücünü eritmedi; şirketler için de öngörülebilirliği ortadan kaldırdı. Maliyetler sürekli artarken fiyatlama yapmak neredeyse imkânsız hale geldi. Bir sanayici, önümüzdeki ayın hammadde fiyatını bile kestiremezken, uzun vadeli yatırım yapma cesareti nasıl bulabilir?
Faiz Kıskaçta
Enflasyonla mücadele gerekçesiyle yüksek tutulan faizler, şirketlerin finansmana erişimini daralttı. Kredi bulabilen işletmeler ise ağır faiz yükünü sırtlayamadığı için konkordatoya sığınmak zorunda kalıyor. Yani bir yandan maliyetler artıyor, diğer yandan nakit akışı kilitleniyor.
İşsizlik Tehlikesi
Her konkordato, yalnızca bir şirketin değil, o şirketin bünyesinde çalışan yüzlerce, hatta binlerce emekçinin de hayatını doğrudan etkiliyor. Konkordato dalgası büyüdükçe, işsizlik riski de artıyor. Resmî rakamların ötesinde, sahada giderek hissedilen bir işsizlik baskısı var.
Çözüm Nerede?
Bugün geldiğimiz noktada, günü kurtarmaya yönelik pansuman tedbirlerin ekonomiyi ayağa kaldırması mümkün değil. Türkiye’nin ihtiyacı olan, güven veren, üretimi ve istihdamı önceleyen, enflasyonu kalıcı olarak dizginleyecek yapısal reformlardır.
Konkordato sayılarındaki artış bize şunu söylüyor: Ekonomide güven kaybolduğunda, ne yatırımcı yatırım yapar ne üretici üretim yapar. Güveni yeniden tesis etmeden hiçbir istatistik tek başına anlam taşımayacak.
Sonuç olarak; 994 şirketin konkordato talebi, aslında ekonomideki gidişatın sessiz ama en net özetidir. Bugün sorulması gereken asıl soru şudur: Yarın kaç şirket daha bu listeye eklenecek?
Erhan Arslan
Ekonomi Servis Müdürü