Bu satırları yazarken, içimde derin bir öfke ve tarifsiz bir acı var.
Türkiye’nin herhangi bir şehrinde, herhangi bir mahallesinde, ismini belki hiç duymayacağınız bir genç kız, bir sabah uyandı. Aynaya baktı. Gözleri umutla doluydu. Hayalleri vardı; belki iyi bir okul, belki sade bir hayat, belki bir gün yazar olmak, belki doktor…
Ama o umutlar, o hayaller, bir Telegram grubunda paylaşılan özel görüntülerle paramparça oldu.
Kızın ailesi bana ulaştı. Tüm belgeleri, ekran görüntülerini, acı dolu mesajları paylaştılar.
Ve son cümleleri hâlâ kulaklarımda:
“Ne olur yazın, başka kızlar da ölmesin.”
MAHREMİYETİNİ KAYBEDEN BİR KIZ, YAŞAMA TUTUNAMADI
Genç kız, gizli şekilde çekilen görüntülerinin Telegram’da yayıldığını fark ettiğinde çaresizlik içinde bu sapkın gruplarla iletişime geçti.
“Lütfen silin,” dedi.
Cevap neydi biliyor musunuz?
“Para gönder, silelim.”
Baskı, şantaj, tehdit…
Onca yükü taşıyamadı. Kim olsa taşıyamazdı.
Henüz 17 yaşındaydı…
Ve artık aramızda değil.
Bu ölüm, sadece bir intihar değil.
Bu, dijital zorbalığın, ahlaki çöküşün ve toplumsal ihmalkârlığın neticesi.
TELEFON TAMİRİNE GİDEN MAHREMİYETİNİ BIRAKIYOR
Olayı inceledikçe, korkunç bir gerçekle karşılaştım:
O gruplarda sadece bu kıza ait değil, binlerce genç kıza ait görüntüler var.
Kaynağı ne mi?
• Tamir için bırakılan cep telefonları,
• E-posta şifreleri verilen teknik servisler,
• Merdiven altı yazıcı-fotokopi dükkânlarında açık bırakılan mesaj kutuları,
• Sosyal medyada açılan sahte “güven” ilişkileri…
İşin daha kötüsü, bu grupları yönetenler sadece izlemiyor.
Arşivliyor, satıyor, şantaj yapıyor.
Ve devlet ne kadar çabalasa da, bireysel ihmaller zincirine bir çare bulamıyor.
GENÇLERE VE AİLELERE ÇAĞRI: KONTROLÜNÜZÜ KİMSEYE VERMEYİN
Şimdi, buradan herkese seslenmek istiyorum. Özellikle de genç kızlara ve ailelerine:
• Telefonunuzu servise götürmeden önce mutlaka tüm fotoğraflarınızı yedekleyin ve silin.
Ama bilin ki bu silme işlemi kalıcı değildir.
Gerçek silme, özel programlarla yapılır.
En iyisi: Mahremiyetinizi taşıyan dosyaları hiçbir zaman teslim etmeyin.
• Merdiven altı teknik servislere güvenmeyin.
Sizi değil, parayı düşünürler.
• Şifrelerinizi kimseyle paylaşmayın.
Ne sevgiliye, ne arkadaşa, ne “abim gibi” dediğinize.
Bugün sevgiyle bakan gözler, yarın ifşanın faili olabilir.
• Fotokopi veya çıktı alırken e-postanıza girmeniz gerekiyorsa, işlemi yapın ve çıkın.
Oturumunuzu kapatın. Çerezleri silin.
Bilgisayarı karşınızda yeniden başlatmalarını isteyin.
• Whatsapp ve sosyal medya uygulamalarınızı açık bırakmayın.
“Bir şey olmaz” dediğiniz her an, hayatınızı değiştirebilir.
BTK’NIN MÜCADELESİ ÖNEMLİ, AMA YETERLİ DEĞİL
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), Emniyet, Siber Suçlar Daire Başkanlığı; hepsi çalışıyor. Ama sayılar çok büyük.
Bir Telegram grubunu kapatıyorsunuz, ertesi gün yenisi açılıyor.
Bu çürümüşlüğü sadece teknik mücadeleyle değil, toplumsal bilinçle durdurabiliriz.
Bu noktada ailelere de büyük görev düşüyor:
Evladınızı sevgiyle kuşatın.
Onlara mahremiyetin önemini, özgürlüğün sorumluluğunu anlatın.
Başlarına bir şey geldiğinde “neden yaptın” diye değil, “nasıl yanındayım” diye sorun.
UNUTMAYIN: TELEFONUNUZ KENDİNİZDİR
Cep telefonu artık sadece bir cihaz değil;
Kimliğinizdir, anılarınızdır, mahreminizdir, zaaflarınızdır.
Onu emanet ettiğiniz kişiye, hayatınızı emanet ettiğinizi unutmayın.
Ve bir anne-baba olarak şunu bilin:
Kızınız size her şeyini anlatamasa bile, siz ona her zaman inanmalı, her zaman yanında olmalısınız.
Bu yazıyı okuduktan sonra lütfen bir kişiye daha gönderin.
Çünkü belki de bir hayat, sizin bu paylaşımınızla kurtulacak.
Bir genç kız daha sessizce gitmeyecek.
Derya Morcalı
Köşe Yazısı – Haziran 2025
GHA / Toplum & Güvenlik