Alışveriş merkezinin birinde kasada sıra beklerken iki sıra önümdeki çocuğun parasının aldığı şeye yetmediğini duydum. Kasada ki kız” içlerinden birini seçmek zorundasın” dedi.
Çocuk bir elindeki çikolataya bir de ucuz kolaya baktı, çikolatayı bıraktı kolayı alıp göğsüne bastırdı. Çikolatası belki 50 kuruş bile değildi. Hiç seslenmedim. Kasadan geçtim dışarda çocuğu yakaladım.
” Bu kola öyle kuru kuru içilir mi? Gel bir şeyler alalım yanına dedim. Tuttum elinden daldık tekrardan alışveriş merkezine. Kucağına doldurabildiğin kadar çikolata alabilirsin dedim.
-Kucağım küçük koynuma koyuyum mu dedi.
-İyi fikir neden olmasın dedim.
Gördüğü ne varsa aklına düşenden ikişer tane aldı. Kasaya gittik…Yürüyen bandın üzerine oturttum… Kasadaki kıza bandı yürütmesini istedim. Elinde kola ile bandın sonuna kadar gülerek geldi. Ayağa kalktı karnını açtı çikolataları tezgaha düştü. Kız güldü çocuk güldü dünya güldü. Neyse hesabı ödedik, poşet alıp ne aldıysak koyduk içine. Dışarı çıkınca bana boynunu geriye atarak baktı…
“Keşke iki tanede bardak olsaydı” dedi.
– Ne yapacaksın kolayı berabermi içeceğiz, sağol ben içmem kola.
Hadi şimdi doğru evine dedim.
– Yok sana değil. Her şeyden iki tane ama kola bir tane. Kız kardeşim ağlar dedi.
Bir daha daldık markete. Bir kola daha aldık. Bir daha güldük. Bir daha mutlu olduk… Çocuk arkasına bakmadan koşarak eve gitti. Market kapısının önünde, arkasından bakarken kasadaki kız yanıma geldi.
– Tanımıyorsunuz dimi bu çocuğu dedi.
– Yoo dedim.
– Neden böyle bir şey yaptınız o zaman dedi.
– Çünkü çok zenginim ben dedim.
– Haa o zaman tamam dedi. Size dokunmaz. Ne iş yapıyorsunuz dedi.
– Çocukların gülüşlerini satın alıyorum dedim…