featured

Ulker Fermankızı’nın kaleminden; “Türkiye Seçimleri”

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Azerbaycanlı Gazeteci Uluslararası Konferansta Türkiye Seçimlerinden bahis etti.

Rusya’da bir sıra Üniversitelerin profesör ve uzmanlarının katılımlarıyla “Modern İnsani Araştırma Metodolojisi” adı altında yapılan  III Uluslararası Bilimsel Konferansa Türkiye’den katılan Siyasi Yazar, Azerbaycanlı Gazeteci Ülker Fermankızı,  “Türkiye’deki seçimler ve Seçim Sonuçlarının Türkiye-Rusya ilişkilerine etkisi” konusu ile ilgili konuştu.
Rusya’da bir sıra Üniversitelerin profesör ve uzmanlarının katılımlarıyla “Modern İnsani Araştırma Metodolojisi” adı altında yapılan  III Uluslararası Bilimsel Konferansa Türkiye’den katılan Siyasi Yazar, Azerbaycanlı Gazeteci Ülker Fermankızı,  “Türkiye’deki seçimler ve Seçim Sonuçlarının Türkiye-Rusya ilişkilerine etkisi” konusu ile ilgili konuştu.

Konuşmasında, Türkiye’de 14 Mayıs 2023’te yapılacak parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sadece  ülkenin siyasi hayatında değil, Rusya içinde bölgedeki stratejik çıkarları doğrultusunda oldukça önemli faktör olduğunun altını çizerek,  Moskova’nın, Ankara ile stratejik ortaklıkların sürdürülmesine ve ticaret, ekonomi, enerji ve diğer alanlarda karşılıklı yarar sağlayan işbirliğinin sürdürülmesinde meraklı olduğunu hatırlattı.
“Aynı zamanda, Türkiye’nin NATO’nun aktif bir üyesi olduğu dikkate alındığında, Cumhurbaşkanı Erdoğan Rusya’dan farklı olarak,  bir dizi uluslararası meselede gerçek duruşunu saklamıyor. Mesela,  Ukrayna’daki durum da dahil olmak üzere bölgesel sorunlara BM Genel Kurulu’nun Ukrayna ile ilgili Rusya karşıtı kararlarına destek vermekle kalmıyor, aynı zamanda  Kiev’e insansız hava araçları ve diğer askeri teçhizat tedarik ediyor.

Ama bununla beraber,  Ankara, Washington ve Brüksel’den bağımsız bir dış politika rotası izlemeye çalışıyor, Rusya ve Ukrayna’nın sözde tahıl anlaşmasına aracılık ediyor, Suriye’deki durumu çözmek için Rusya Federasyonu ve İran ile işbirliği yapıyor ve Rusya ile birçok alanda işbirliğini geliştiriyor” -dedi.
Ardından, mevcut durumda Cumhurbaşkanı  Erdoğan’ın Avrupa Birliği ile zor ilişkilerinden bahis eden gazeteci Ülker Fermankızı,  Türk siyasetinin Avrupa standartlarına uygun bir şekilde uyarlanması ve iç politikanın muhalefete ve ulusal azınlıklara karşı yumuşatılmasını gerektiğini şart koşan AB, uzun süredir çeşitli bahanelerle Türkiye’yi bu örgüte üye olarak kabul etmeyi reddettiğini söyledi: “Ankara ise İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya kabulünü kabul etmekte acele etmedi ve onlardan   Türkiye’nin Suriye’deki askeri operasyonu nedeniyle uygulanan ambargoyu kaldırmalarını talep etti. Rusya Federasyonu’ndan S-400 hava savunma sistemlerinin satın alınması, Rus uzmanların yardımıyla “Akkuyu” nükleer santralinin inşası, topraklarında bir gaz merkezi oluşturma projesi – tüm bunlar ülkenin egemenliğini güçlendiriyor. Bu ise  Batı’nın Rusya’yı izole etme stratejisine uymasa da, Türkiye’nin milli ihtiyaçlarını karşılıyor. Ayrıca Ankara, uluslararası ilişkilerde çok kutupluluğu desteklemektedir ve Rusya’nın çok önemli rol aldığı KEİ, EAEU, SCO, BRICS gibi yetkili bölgesel kuruluşlar çerçevesinde entegrasyon süreçlerine ilgi göstermektedir” diye ifade etti.

“Türkiye’de beklenen seçim kampanyasının, ülkede devam eden zor mali ve ekonomik durum (yüksek enflasyon, ulusal para biriminin değer kaybı) ve büyük ölçekli bir depremin yıkıcı sonuçları bağlamında başladı. Bütün bunlar mevcut hükümetin otoritesini ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imajını olumsuz etkiledi diye biliriz”- diye belirten gazeteci Ülker Fermankızı, muhalefetin, cumhurbaşkanlığı için tek aday olarak, Kemalist Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) lideri Kemal Kılıçdaroğluyu göstermeyi başardığını hatırlattı: “Ama yaklaşan seçimleri kimin kazanma şansının daha yüksek olduğunu ve Tayyip Erdoğan ile iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) ülkedeki liderlik konumunu koruyup koruyamayacağını söylemeyin hâlâ zor.  Seçmenlerin şimdiye kadarki ilk anketlerinin sonuçları, muhalefet adayı için hafif bir avantaj gösterse de, bir sıra siyasi ve ulusal uzmanların tespitlerine göre, Erdoğan bu seçimi kazanacağı kanaatında olabiliriz”. dedi.

Kemal Kılıçdaroğlu, kazanması halinde Rusya ile ilişkilerini kurumsal düzeyde, yani kişisel ve fırsatçı adımlar olmadan yürüteceğini hatırlatan gazeteci Fermankızı, Kılıçdaroğlu’nun Türkiye Rusya ilişkileri ile ilgili  “Rusya bizim önemli komşumuz ve şartlar gerektirdiğinde bölgede işbirliği için bir ortaktır. Bölgesel barış ve istikrarı sağlamak için birlikte çalışıyor olsak da elbette bazı görüş ayrılıklarımız olabilir. Karşılıklı saygıya dayalı ilişkimizi değiştirmek için bir sebep olduğunu düşünmüyorum. Daha da güçleneceklerini düşünüyorum” dedi.

“Bunu Kılıçdaroğlu’nun dış politika danışmanı Ünal Ceviquez de, cumhurbaşkanı adayı iktidara gelirse muhalefetin Rusya ile iyi ve dengeli ilişkiler sürdürebileceğini söylüyor.
Demeli, sonuç olarak,  Türkiye’de cumhurbaşkanlığı seçimlerini kim kazanırsa kazansın, Türk-Rus ilişkilerinin ticari ve ekonomik alanda devam edeceği şüphesizdir.  Çünkü  bu alandakı karşılıklı anlaşma her iki ülkenin de çıkarlarını karşıladığı varsayılabilir. Aynı zamanda, bir dizi siyasetçi ve uzman, muhalefetin zaferinin kaçınılmaz olarak Türkiye’nin dış politikasında ABD ve AB’ye belirli bir eğime yol açacağı görüşünü de saklamıyor.

Ancak burada bir aday daha var ki, bu aday özellikle Moskova’nın ilgilisi çekiyor. Bu, her şeyden önce iyi komşuluk politikası izleyeceğine söz veren, Rusça ileri düzeyde konuşan Türkiye cumhurbaşkanlığı adayı Sinan Ogan’dır.
Sinan Ogan, Türk stratejist ve siyasetçidir. Türkiye’de doğmasına rağmen Azerbaycan asıllıdır. Marmara Üniversitesı mezunudur ve aynı üniversitede yüksek lisans derecesini almıştır. Doktora tezini Moskova Devlet Uluslararası İlişkiler Üniversitesi’nde (MGIMO) savundu. Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü’nde araştırmacı, Azerbaycan Devlet İktisat Üniversitesi’nde öğretmen ve dekan yardımcısı olarak çalıştı. TİKA’nın Azerbaycan temsilcisi oldu. Azerbaycan Cumhurbaşkanı’nın “Devlet Nişanı” ile ödüllendirildi. Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin (ASAM), Rusya-Ukrayna Çalışmaları Bölümü’nün başkanıydı. TÜRKSAM’ı kurdu ve başkanlığını yaptı. Yayınlanmış 3 kitabı ve 500’ün üzerinde makalesi bulunmaktadır.

Sinan Ogan’ın diğer rakiplerinin bu niteliklere sahip olmadığını söyleyebiliriz. Sinan Ogan, eski bir Türk milletvekili olmasına rağmen, “ATA İttifakı”ndan (Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk’ün adının kısaltması) seçime katılmaktadır.
Ama siyasi görüşleri nelerdir? Ne de olsa Rusya’yı ilgilendiren tam da bu taraf. Sonuçta Rusça konuşuyor olması Sinana Ogan’ın Rusya ile Rusya’nın dilinde konuşacağı anlamına gelmiyor. Oğan’a göre, “Türkiye’yi çevreleyen bölgede barışın sağlanması, istikrarın ve ekonomik kalkınmanın sağlanmasına katkı sağlayacağı için bizim için en önemli önceliktir. Türkiye’nin dış politikası dengeli, barışçıl ve Batı ile de dahil olmak üzere iyi komşuluk ilişkilerine dayalı olacaktır”.

Oğan’a göre Türkiye’nin AB ve ABD ile ilişkileri güvene dayalı olarak inşa ediliyor: “Biz de Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasından yanayız, Kürdistan İşçi Partisi terör devleti yaratmaya çalışmayı yanlış buluyoruz”- dedi.

Ancak analistlerin sözlerine göre, asıl mücadele, görevdeki Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile muhalefetin tek aday olarak gösterdiği Cumhuriyet Halk Partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu arasında yaşanacak.  Sosyologlar, seçimlerin iki turda yapılacağını öngörüyor. Ancak Rus liderliğinin Türk halkının tercihine saygı duyacağı ve güney komşusuyla stratejik ortaklık politikasını sürdüreceği söylenebilir. Her iki rakip de şimdiden aktif bir oy mücadelesi veriyor. Ulusal azınlıklar, özellikle de Kürtler özel ilgi görüyor.

Türkiye’de yaklaşık 20 milyon Kürdün yaşadığını ülkenin her dört vatandaşından birinin neredeyse, etnik Kürt olduğunu söyleniliyor. İnatçı ayrılıkçılar ve Türk devletinin muhalifleri olduklarına dair hakim olan klişeyi kaldırmak daha doğru olur bence. Bugün  Türkiye’de silahlı Kürt terör grupları yok, Kürtlerin büyük çoğunluğu yasalara saygılı vatandaşlar ve  Türk toplumuna entegre olmuş durumdalar. Kürt yanlısı HDP, parlamento seçimlerinde gerekli oyların %10’unu kendinden emin bir şekilde alıyor ve tüm ulusal ve mezhepsel azınlıkların hak ve özgürlükleri için yasal olarak mücadele ettiği Meclis’te temsil olunuyor. Kürtler, merkezi ve bölgesel makamların çalışmalarına aktif olarak katılıyor, orduda, poliste ve özel hizmetlerde görev yapıyorlar. 

Bugün Türkiyeli Kürtler, Kürtçe eğitim ve iletişim hakkı da dahil olmak üzere, hak ve özgürlüklerinin itibari ulus olan Türklerle eşitliğinden oldukça memnunlar.

Bütün bunları göz önünde bulundurarak, Türkiye’deki seçimlerin adil ve demokratik kapsamda sonuçlanacağına umut ediyoruz.  Seçim sonucu ne olursa olsun, Türkiye’de “Kadife Devrim” veya “Arap Baharı” gibi kapsamlı itirazlara yol açacak olayların olmayacağını söyleye bilirim.
Çünkü tarafsız ve objektif yaklaşmak gerekirse, bugün Türkiye’de aday olan her bir cumhurbaşkanı adayı için, kimliğinden ve savunduğu siyasi görüşünden asılı olmayarak, “Vatandaş ve Halk” faktörü ilk sırada geliyor”. -diyerek, gazeteci konuşmasını bitirdi.

Büyük ilgi  gören konuşmanın ardından alanlarında uzman katılımcılar tarafından sorulan soruları cevaplayan Ülker Fermankızı, herkese teşekkürlerini iletti.

Ulker Fermankızı

1
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Ulker Fermankızı’nın kaleminden; “Türkiye Seçimleri”

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Giriş Yap

Güncel Haber Ajans ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin