AB’nin Yükü Büyüyor, Orban Haklı mı?
Derya Morcalı
Avrupa Birliği bir süredir yeni bir sınavın eşiğinde: Ukrayna’nın tam üyelik süreci.
Rusya ile savaşta olan bir ülkeyi bünyeye katmak sadece stratejik değil, ekonomik anlamda da büyük bir kırılmayı beraberinde getirebilir.
Bu noktada en net ve yüksek sesle itirazı Macaristan Başbakanı Viktor Orban dile getiriyor.
Ve son açıklaması oldukça sarsıcı:
“Ukrayna’nın AB üyeliği, birliğin kaynaklarının kökünü kurutur.”
Bu cümleye yüzeysel değil, derinlikli bakmak gerek.
Zira bu bir ideolojik çıkış değil; rasyonel bir uyarı.
Gerçekçi mi, Aşırı mı?
Orban, Ukrayna’nın AB’ye katılmasıyla birlikte fon dengesinin altüst olacağına, Macaristan gibi orta ölçekli ekonomilerin bu yükü kaldıramayacağına dikkat çekiyor.
Üstelik bu sadece Macaristan’ın meselesi değil.
Avrupa Birliği içinde, kendi ekonomik yapısını zor bela döndüren, fonlardan beslenen birçok ülke, Ukrayna’nın devasa ihtiyaçlarının arasında boğulabilir.
Yıllardır tarım, altyapı, dijital dönüşüm ve göç başlıklarında milyarlarca Euro’luk destek alan Ukrayna’nın, tam üyelik halinde ne ölçüde “alıcı” bir ülke olacağı sorusu havada kalıyor.
Birliğin daha önce bu kadar büyük, savaş halindeki ve yeniden yapılanma sürecindeki bir ülkeyi içine almadığı da unutulmamalı.
Orban’ın Tavrı Sürpriz Değil
Macar liderin bu çıkışı aslında yeni değil.
Orban, uzun zamandır AB’nin merkezine karşı bir “ekonomik savunma siyaseti” izliyor.
Kimi zaman bu, Brüksel’in hoşuna gitmese de, kendi ülkesinin menfaatini merkeze alan bu söylem, iç kamuoyunda karşılık da buluyor.
Orban’a göre Macaristan, jeopolitik oyunların bedelini ödememeli.
“Ukrayna’ya katılım yolunu açalım, sonra parasını paylaşırız” yaklaşımına ise kesinlikle karşı.
Orban Dengeyi Mi Sarsıyor, Gerçeği Mi Söylüyor?
Eleştirilebilir, ama görmezden gelinemez.
Avrupa Birliği, Ukrayna gibi devasa bir ekonomik yükü sırtladığında sadece Rusya ile siyasi bir cephe kurmuş olmayacak, kendi iç dengelerini de test etmiş olacak.
Orban’ın sözleri aslında şu uyarıyı içeriyor:
“Avrupa Birliği, siyasi karar verirken ekonomik sürdürülebilirliği göz ardı etmemeli.”
Aksi hâlde, genişleyen değil, çöken bir birlik tablosuyla karşılaşabiliriz.
Ukrayna’nın üyeliği, savaşın sonunda barışa giden bir kapı olabilir.
Ama bu kapının arkasında yıkılmış şehirler, üretimi durmuş sanayi ve bitkin bir altyapı var.
Bu tabloyu yeniden ayağa kaldırmak isteyen Avrupa, önce kendi ekonomisine aynada bakmalı.
Son Söz
Viktor Orban’ın sert çıkışlarını görmezden gelmek kolay.
Ama bu çıkışların ardındaki gerçekleri anlamadan ilerlemek, AB’yi içinden çökertmeye aday bir saflık olabilir.
Ukrayna’nın üyeliği, sadece siyasi bir jest değil; birliğin geleceğini şekillendirecek bir dönüm noktasıdır.
Kimin haklı olduğu belki bugün net değil.
Ama ekonomik gerçekler, siyasetin duygusal diline her zaman üstün gelir.
Ve bu gerçeği ilk söyleyenlerden biri de, belki istemesek de, Viktor Orban’dır.