Nodira Kayimova – Köşe Yazısı
Fenerbahçe…
Sadece bir futbol kulübü değil. Yeri geldiğinde bir sevda, yeri geldiğinde bir aile…
Bu kulübün gerçek gücü, onu koşulsuz seven milyonların kalbinde saklıdır.
Bir kulübün büyüklüğü, kazandığı kupalarla değil; taraftarının sevgisi, sadakati ve inadına inancıyla ölçülür.
Ve bu sevgi, menfaatle değil, gönülden bağlılıkla beslenir.
Artık istiyoruz ki; Fenerbahçe’nin başında gerçekten Fenerbahçe’yi kalpten seven biri olsun. Çünkü gerçek sevgi, her şeyi yaptırır. O sevgi, bu kulübü yeniden zirveye taşıyacak gücü verir.
Spor Dünyası ve Ben
1999’da, ilk spor makalem Spor gazetesinde yayınlandığında, henüz bu dünyanın bana katacaklarının farkında değildim.
Kariyerimin en parlak ve unutulmaz yılları, sporun kalbinin attığı yerlerde geçti. İlk Cumhurbaşkanımız İslam Karimov tarafından akredite edilen, 150 yetenekli gazeteciden oluşan özel bir ekibin parçası oldum.
Uluslararası turnuvaları sahada takip ettim. Futbolun hızı, coşkusu, sertliği ile tenis kortlarının sessiz ama keskin zarafeti arasında kendi yolumu çizdim. Kızım henüz beş yaşındayken eline raket aldı; tenis bizim ortak dilimiz oldu.
Her gol, her set benim için yalnızca bir sayı değil; başlı başına bir hikâyeydi… Ve ben o hikâyelerin hem yazarı hem de şahidiydim.
Fenerbahçe’ye Aşkım Arda Güler ile Başladı
Türkiye’ye geldikten sonra genç bir yetenek olan Arda Güler sayesinde Fenerbahçe’yi yakından takip etmeye başladım.
Evet… Arda, Fenerbahçe’nin yeşil sahasında filizlenip, gökyüzünde parlayan güneşidir.
Bugün dünya basını, Arda’nın Xabi Alonso’nun oyun planında kilit bir oyuncu olduğunu yazıyor. Artık Jude Bellingham’ın yerine sahaya çıkacak. Onun için dua ediyor, başarılarının devamını diliyoruz.
Yüksek Divan Kurulu’ndaki Manzara
Geçtiğimiz günlerde Fenerbahçe Spor Kulübü Yüksek Divan Kurulu’nun Temmuz ayı olağan toplantısında yaşanan Aziz Yıldırım – Ali Koç tartışması, beni hem bir gazeteci hem de bir taraftar olarak üzdü.
Evet, Aziz Yıldırım da, Ali Koç da bu kulüp için büyük fedakârlıklar yaptı. Emekleri, maddi-manevi katkıları inkâr edilemez. Ancak bugün geldiğimiz noktada, kulüp içi kavgaların gölgesinde kalıyoruz.
Ve işte bu tartışmanın içinde, en sessiz ama en vakur duruşu sergileyen isim Sadettin Saran oldu. Polemiğe girmedi, yalnızca bakışıyla bile “ben buradayım” dedi.
14 Mart 2024’te başkanlığa adaylığını açıklamış, ardından Ali Koç lehine çekilmişti. Şimdi ise, 21 Eylül 2025’te yapılacak olağanüstü seçimli genel kurul için yeniden aday olduğunu duyurdu.
Belki de Yeni Bir Sayfa Açılıyor
Belki de Allah, Fenerbahçe için yeni bir başlangıç hazırlıyor…
Belki yaşanan tartışmalar, kırgınlıklar, küskünlükler; daha adil, daha vakur, daha umut dolu bir dönemin habercisidir.
Evet… Fenerbahçe’yi seven insan başkan olsun!
Bu, sadece bir slogan değil, milyonların ortak duasıdır.
Geçmişin gölgelerine takılmadan geleceğe bakmalıyız. Çünkü bu kulüp, yalnızca şampiyonluklarla değil, inadına inananların duasıyla büyür.
Şimdi destek zamanı…
Şimdi saygı zamanı…
Şimdi yeni bir sayfaya birlikte “Bismillah” deme zamanı!
Nodira Kayimova
Gazeteci – Uluslararası Engelli ve Muhtaç Çocuklara Yardım ve Dayanışma Derneği Onur Başkanı