featured
  1. Haberler
  2. Köşe Yazıları
  3. Türk Milletinin İstiklal Mücadelesi ve Batı

Türk Milletinin İstiklal Mücadelesi ve Batı

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Fatih Küpeli – Uluslararası Turan Kızılelma Teşkilatı Genel Başkan Yardımcısı

Tarih, bir milletin hafızasıdır. Hafızasını kaybeden milletler, geleceğini de kaybeder. Türk milleti ise binlerce yıllık yolculuğunda her defasında tarihten aldığı güçle yeniden doğrulmuş, istiklal ve istikbal mücadelesini onurla vermiştir.

Batı, bu milletin yükselişini hiçbir zaman hoş karşılamadı. Orta Asya’nın sert rüzgârlarında yoğrulmuş, Alplerin ötesine atını sürmüş, Akdeniz’i bir Türk gölüne çevirmiş bir milletin varlığı; Batı için her zaman “dengeyi bozacak” bir gerçekti. Bu yüzden, Osmanlı’nın son döneminde her türlü kuşatma politikasını devreye soktular: askeri baskı, diplomatik oyun, ekonomik ambargo… Ama unuttukları bir şey vardı: Türk’ün devlet aklı.

Bir Milletin Yeniden Doğuşu

19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkan Mustafa Kemal, sadece Anadolu toprağına değil, Türk milletinin gönlüne de ayak bastı. O gün başlayan kıvılcım; Erzurum ve Sivas Kongreleriyle büyüdü, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılmasıyla vücut buldu, Büyük Taarruz ile zaferini ilan etti. Bu, bir milletin “ben buradayım” deyişiydi.

Devletin Baba Şefkati

Türk devlet geleneğinde yoksulu gözetmek, açları doyurmak, çıplakları giydirmek sadece bir yardım değil, bir devlet görevidir. Bu anlayış, Orhun Yazıtları’ndan Bengü Taşlar’a kadar işlenmiş, Osmanlı’da ise kanuni düzenlemelerle hayat bulmuştur.

Ekonomik olarak en zor zamanlarda bile, 1860, 1877 ve 1897’de çıkarılan kanunlarla Kafkasya ve Rumeli’den gelen muhacirler en iyi şekilde iskan edildi. 13 Ağustos 1897’de Sultan II. Abdülhamid’in fahri başkanlığında kurulan Komisyon-i Âli, Balkan Savaşları sonrasında “Muhacirin Komisyon-i Âli” adını alarak dönemin zor şartlarına rağmen yüzbinlerce insana umut oldu.

Cumhuriyet döneminde de bu miras devam etti. 1986’da çıkarılan 3294 sayılı Yasa ile Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu kuruldu. Bu, devletin baba şefkatinin modern zamandaki yansımasıdır.

Batının Çevreleme Siyaseti ve Ekonomik Savaş

Bugün de Batı, farklı maskelerle aynı oyunu sahneliyor. Askeri yöntemler yerini ekonomik kuşatmalara, finansal operasyonlara bıraktı. Amaç, Türk devletini güçsüz düşürmek. Ancak unutmamaları gereken bir gerçek var: Bu millet, devletini kendi iradesiyle kurar, kendi iradesiyle yaşatır.

21. Yüzyılda Türk-İslam Felsefesi

Atlı göçebe dönemden modern dünyaya uzanan Türk tarihinin özü; insanı merkeze alan, vatanı kutsal bilen, demokrasiyi araç değil amaç gören bir anlayıştır. Bilge Kağan’dan bugüne, devlet baba, vatan ana, millet evlat olarak görülür. İşte bu anlayış, bizi geleceğe taşıyacak en güçlü mirastır.

Türk milleti, tarih boyunca çok fırtına gördü. Ama her seferinde gemisini limana sağ salim ulaştırmayı bildi. Çünkü bu milletin pusulası, devlet aklıdır; rotası ise istiklaldir.

1
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Türk Milletinin İstiklal Mücadelesi ve Batı
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Giriş Yap

Güncel Haber Ajans ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin