Mehmet Açık – Köşe Yazısı
Bugün seçim olsa…
%99 oyla muhalefet kazansa…
599 milletvekilinin tamamı muhalefetten olsa…
İktidar bırakır mı?
Bırakmaz!
Çünkü Türkiye’de artık seçim, sandığa atılan oyla kazanılmıyor.
Seçim, devletin tüm imkânlarının tek elde toplandığı, güç dengelerinin bozulduğu, adalet terazisinin kırıldığı bir zeminde oynanıyor.
Ama muhalefet hâlâ uyuyor.
Hâlâ bir sonraki seçimin kurtarıcı olacağına inanıyor.
Oysa gerçek ortada: Bu şartlarda gidilen her seçim, sadece iktidara zaman kazandırıyor.
Cindoruk’un Tokat Gibi Sözleri
Eski TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk’un uyarısı hâlâ kulaklarımda çınlıyor:
“Parlamenter sisteme dönmek için süre verdikten sonra Meclis’ten çekilmek gerekir. Bu, iktidarı zorlayacaktır.”
Bu, siyasi bir sarsıntı çağrısıdır.
Ama muhalefet partileri hâlâ Meclis sıralarında oturuyor.
Ya tehlikenin farkında değiller ya da farkında olmadan Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) değirmenine su taşıyorlar.
Sine-i Millete Dönmek Şart
Türkiye, 20 yılı aşkın süredir tek eksenli bir yönetim altında.
Cumhuriyetin temel ilkelerinden uzaklaşıldı, siyasi İslam eksenine kayıldı.
Ve bu eksende iktidar, gücü bırakmama kararlılığını her fırsatta gösterdi.
Muhalefet ise hâlâ “bir dahaki seçimi bekleyelim” havasında.
Ama eşit şartlar yoksa beklemek, yenilgiyi kabullenmektir.
Sine-i millete dönmek; yani “Bu şartlarda oyuna devam etmiyoruz” demek, halkın vicdanında büyük bir kırılma yaratabilir.
İşte asıl hesap, o gün başlayacaktır.
Sığınmacı Krizi: Hatay’dan Yükselen Ses
Türkiye bugün açık sınır politikasıyla adeta kontrolsüz bir göçmen deposuna dönüştü.
Hatay’da Suriyeli sığınmacılar, Türk vatandaşlarına “Burası bizimdi, siz geldiniz” diyebiliyor.
Bu, yalnızca asayiş değil, egemenlik sorunudur.
Afganlar, Afrikalılar, Suriyeliler…
Artık ülke coğrafyasında kim nerede, ne iş yapıyor bilen yok.
Bu tablo, terörden bile daha tehlikeli bir güvenlik krizi doğuruyor.
Milli Yas Meselesi
Papa ölünce milli yas ilan edildi.
Suudi Kralı ölünce milli yas ilan edildi.
Ama kendi askerimiz şehit olduğunda, kendi evladımız toprak altında kaldığında sessizlik hâkim.
Bu çifte standardın açıklaması yok.
Türk Baharı Senaryosu
19 yıldır sistemli biçimde zayıflatılan devlet…
Kışlaya kapatılan ordu…
Kevgire dönen sınırlar…
Yüzer gezer militanlarla doldurulan şehirler…
Ve Dedeağaç’taki Amerikan üsleri…
Tüm bunlar, “Türk Baharı” adı altında Anadolu’yu karıştırma planının parçalarıdır.
Amaç nettir: Anadolu’dan Türk varlığını silmek.
Son Uyarı
Türk Milleti, bu artık bir seçim meselesi değil.
Bu, varlık-yokluk meselesi.
Muhalefet ya Sine-i Millete dönecek, halkın önüne gerçek bir çıkış yolu koyacak…
Ya da tarih, onları BOP’un taşeronu olarak yazacak.