Burcu Çatalbaş / Köşe Yazısı
30 Ağustos, Türk milletinin tarih sahnesinde yazdığı en parlak destanlardan biridir. Bu tarih, zulme, işgale ve esarete karşı verilen kararlı mücadelenin simgesidir. Milletimizin topyekûn haykırışı, birlik ve beraberliğimizin önünde hiçbir gücün duramayacağını tüm dünyaya göstermiştir.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde yürütülen Büyük Taarruz, yalnızca bir askeri başarı değil; aynı zamanda bir milletin özgürlük ve bağımsızlık iradesinin, cesaret ve kararlılığının ta kendisidir. Cephedeki askerler, her karışı vatan toprağı için canını ortaya koyarken, millet de evlerinde dualarıyla, alın teriyle ve fedakârlıklarıyla bu büyük mücadeleye destek verdi.
30 Ağustos Zaferi, Cumhuriyetimizin kuruluşuna giden yolun mihenk taşıdır. Bu zafer olmasaydı, bugün bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’ni konuşamıyor olabilirdik. Zafer, milletin inancı, iradesi ve kararlılığıyla kazanılmıştır; zafer, Türk milletinin tarih boyunca hiç sarsılmayan özgürlük tutkusunun bir sembolüdür.
Bu özel günde, aziz milletimizi ve kahraman ordumuzun tüm mensuplarını kutluyor; başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, İstiklal Mücadelemizin tüm kahramanlarını, ülkemizin bölünmez bütünlüğü için canlarını seve seve veren aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz.
30 Ağustos, geçmişimizi hatırlatmakla kalmaz; aynı zamanda geleceğe olan güvenimizi, milletçe kenetlenme irademizi ve özgürlüğe olan bağlılığımızı da güçlendirir. Bugün bizlere düşen görev, bu büyük mirası korumak, yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmaktır.
Her Türk evladı, 30 Ağustos’un coşkusunu yüreğinde hissetmeli, zaferin ve özgürlüğün değerini unutmamalıdır. Çünkü bu zafer, yalnızca bir tarih değil, aynı zamanda bağımsızlığımızın, cesaretimizin ve millet olma bilincimizin simgesidir.
30 Ağustos Zafer Bayramı kutlu olsun!
